Pandeminin Kitap Yayıncılığına Etkileri

Umut Eğitimci

01.Eylül.2020

Pandemi süreci belirsizliğini korurken kitap yayıncılığı sektörünün bu durumdan nasıl etkilendiği merak ediliyor. Süreçle ilgili olarak bazı sanal ticaret şirketlerinin değerlendirmeleri doğrultusunda, evde kalmanın online kitap satışlarını arttırdığına dair haberler yayınlandı, ancak bu verilerin geneli ne kadar kapsadığı tam olarak bilinmiyor. Bu sebeple biz de sektörün genel durumunun yanı sıra, dijital yayıncılık, e-kitap, sesli kitap gibi alanlara doğru artan talepleri değerlendirmek amacıyla konunun uzmanı olan sektör temsilcileriyle görüştük.

Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Kenan Kocatürk, Kırmızı Kedi Yayınevi ve Kırmızı Kedi Mağazaları Sahibi Haluk Hepkon, Kidega Kurucu Ortağı Raif İpek ve Emek Kitap Genel Müdürü Murat Bahadır sorularımızı içtenlikle cevapladılar.

1-   Pandemi süreci yayıncılık sektörüne ekonomik olarak nasıl yansıdı? Bundan sonrasına dair öngörüleriniz nelerdir?

Kenan Kocatürk: Bu süreç birçok sektörü olduğu gibi yayıncılık sektörünü de olumsuz etkiledi. Koronavirüs salgını ile birlikte online platformlarda pek çok kitabın korsanı dolaşmaya başladı. Evde kaldığımız bu dönemde telif hakları hiçe sayılarak kitapların PDF’lerinin paylaşılması ve yayılması bir hakmış gibi görülüyor. Ayrıca, Nisan ayının ortasında üyemiz yayınevleriyle bir anket yaptık. Anket sonuçlarına göre basılan ama dağıtılamayan toplam başlık sayısının yaklaşık 1.695, basılan ama dağıtılamayan toplam kitap adetinin yaklaşık 5.222.155, yayınlanmasından vazgeçilen veya askıya alınan kitap sayısının yaklaşık 3.890 adet olduğunu tahmin ediyoruz. Satışların ise adet bazında ortalama %63 düşmesi, anketten ortaya çıkan önemli sonuçlardan biri. Online satışlarda gözle görülür bir artış olmasına rağmen kitabevlerinin ve zincir mağazaların kapanmasıyla yayınevlerinin satışlarında düşüş yaşandı. Bundan sonrasında sektörün eski performansını yakalaması için pandemi bittikten sonra da belli bir zamana ihtiyaç olacak. Bu süreçte sermayesi olmayan, küçük yayıncılar faaliyetlerini sürdürmekte zorlanacaklar. Dijital platformlar, sesli kitap ve e-kitap aboneliklerinde artış beklenebilir.

Raif İpek:Pandemi süreci okurları, yayıncıları, kargo firmalarını ve e-ticaret firmalarını hazırlıksız yakaladı. İlk defa karşılaştığımız bu süreçte tüm taraflar kendilerince sağlık önlemleri almak durumunda kaldılar. Kidega olarak çalışanlarımızın sağlığını ön plana alarak yeni düzene çok hızlı geçtik ve adapte olduk. Hem lojistik merkezimiz hem de diğer birimlerimizde çok keskin ve hızlı önlemler aldık ve bunları müşterilerimiz ile de paylaştık. Ancak ne var ki, ne kadar sürece hazır olsak da yayıncıların haftanın belli günlerinde çalışma kararı alması ve kargo firmalarının enfekte olan çalışanları nedeni ile tedbir amaçlı şube kapatmaları müşteri memnuniyetinde çok önemli aksamalara neden oldu. Bu süreçte görüldü ki Türkiye’nin özellikle yayıncılık e-ticaretinde yeni kargo çözümlerine ihtiyacı var. Özetlemek gerekirse, herkesin evde oturmak zorunda kaldığı bu dönem dijital servis sunan firmalar ve kitap yayıncılığı alanında büyük yükselişler yaşanmasına neden oldu. Önümüzde ki dönemde de tedbirlerin aynı şekilde alınması zorunluluğu ile en keyifli ve ucuz eğlencelerden biri olan kitap okumanın artacağını ve bu sayede 2020-2021 sezonunda yayıncılık sektörüne pozitif etki edeceğini söyleyebiliriz.

Haluk Hepkon: Her sektör gibi yayıncılık da yara aldı ama yara aldığı kadar kendini geliştirdi. Perakendede online satışların gün geçtikçe belirleyici olduğunu zaten gözlemliyorduk. Ama pandemi ile online satışın 10 senede kazanacağı pazar payı birkaç ayda kazanıldı.

Dijitalleşmenin önemi fark edildi. Bundan sonra da yayıncılar satış ve tanıtım stratejilerini öncelikli olarak dijital ağda yapacaklardır.

Murat Bahadır: Pandemi süreci, bizim daha önceki sorunlarımızı su yüzüne çıkardı. Bunlardan en önemlisi sermaye yetersizliği; bir kitabevi açılırken sermayesiz veya çok az sermaye ile açılıyor. Bu durum yıllar içerisinde yayıncıya, dağıtımcıya ekonomik kayıp olarak yansıyor. Yayıncı, üretim planlamasını doğru yapamıyor. Stok kontrolü yok satmaya neden oluyor ve bu karmaşaya yol açıyor. Bu süreçte e-ticaret sitelerinde satışlar arttı ama toplam pazarda çok da büyük bir artış değil bu. Her şeyin başı yayıncı ve burada alt yapı sıkıntısı var. Sipariş takibinde, stok kontrolünde teknolojik yetersizlikler var. Bunlar planlanmadığı zaman doğru satın alma ve sevkiyat gerçekleşemiyor ve herkes kazanması gerekenden çok daha azını kazanıyor böylece.

Çeşitlilik, çok önemli. Küçük yayıncılar bu anlamda büyük önem taşıyor. Kültür çeşitliliği için, bu yayınevlerinin ayakta kalabilmesi gerekiyor. Türkiye’de her sene yayınlanan başlık sayısının 60-70 binlere çıkabilmesi için ortalama 45 bin başlığı temsil eden küçük ölçekli yayınevlerinin tutunabilmesi, bu anlamda herkesin onlara kolaylık sağlaması gerekiyor. Kitapçılar ne satabileceklerini analiz etmeli, doğru stok yönetimi çok önemli. Kimse rakamları analiz etmiyor. Bunun için yayıncı kendi yatırımını yapmalı.

2-  Temmuz ayı bandrol verilerinde 61.044.735 adetle bir rekor yaşandığı açıklandı. Basılı kitap piyasası büyüyor mu? Türkiye daha mı çok okuyor?

 

Kenan Kocatürk: Temmuz ayındaki kitap üretimi tüm zamanların en yüksek üretim adetidir ancak bu, pandemi döneminde pazarın büyüdüğü anlamına gelmiyor ne yazık ki. Temmuz ayındaki kitap üretiminin %72’si eğitim ve yardımcı kaynak yayınlarıdır; kültür yayınlarının oranı %20 civarındadır. Temmuz ayı üretimi toplamda 12.526 çeşitle gerçekleşti. Bu çeşidin 6.621 adedi yeni kitaptır, 5.905 adet ise daha önce basılmış tekrar baskı kitaplardır. 2019 yılında basılı kitap piyasasında büyüme tespit edilmişti. Pandemi döneminde şu anda bir büyümeden söz edemeyiz; eğitim yayınları dışında pazarda bir küçülmeyle karşı karşıyayız. Türkiye geçmiş yıllara göre daha çok okuyor diyebiliriz. Bu konuda KONDA Araştırma Şirketine, OKUYAY Platformumuz kapsamında yaptırdığımız Türkiye Okuma Kültürü Araştırması 2019 şu an elimizde bulunan en iyi kaynak ve bu araştırma okuma eğilimlerinin ülkemizde arttığını gösteriyor.

 

Raif İpek: Ülkemizde kitap okuma alışkanlıkları her geçen sene artmakta. Pandemi döneminde bu oran elbette olağanüstü nedenlerden dolayı çok çok arttı ama ölçüm yapmak zor. Geçen yıl yapılan Türkiye Okuma Kültürü haritası araştırmasına göre 2008 yılında okuma oranı %30’ken, 2019 yılında bu oran %42’ye çıkmıştır. Buradan artış eğiliminin olduğunu, fakat hala gidilecek yolumuz olduğunu çıkarabiliriz.

 

Haluk Hepkon: Elbette bu rekor rakama erişmede pandeminin de etkisi var, evinde

vakit geçirmek zorunda olanlar kitap okumayı tercih etti. Tabii Yayfed’in açıkladığı bu rakamlar içinde okul siparişleri için basılan hem kaynak kitaplar hem de öğretmenlerin seçiminden oluşan romanlar da bulunuyor. Okullar her sene öğrenciler için kitap seçer ve bu seçki de Temmuz-Ağustos ayında basılır. Bu sene bu anlamda bir artış olduğu gözlemleniyor. Elbette tüm bu gelişmeler sevindirici ve gerek kültür gerekse eğitim yayıncılığında bir büyüme olduğu açıkça görülüyor.

 

Murat Bahadır:Okuma oranı yüzde 30’dan 40’lara kadar çıkmış durumda. Bunun birçok etkeni var. Birinci sebep, yapılan yayın sayısındaki artış. 2008’lerde yılda 30 ila 35 bin başlık yayınlanırken son yıllarda bu rakam yıllık 60-70 bin başlık kitaba çıktı. Bunun yanı sıra ebeveynler artık daha bilinçli. Ebeveynler kendilerinde kitap okuma alışkanlığı olmasa bile çocuklarına bu alışkanlığı aşılamaya çalışıyorlar.

 

3-   Dijital kitap pazarının toplam yayıncılık pazarının büyüklüğündeki tahmini oranı nedir? Bu konuyla ilgili öngörüleriniz (trend ve büyüme oranı) nelerdir?

 

Kenan Kocatürk: Dijital araçların çıkışıyla e-kitabın önem kazanması bekleniyordu ancak e-kitabın ülkemizdeki payı yüzdelerle ifade edilemeyecek derecede küçüktür. Basılı kitap halen ülkemizde de dünyada da satın alma trendinin önünde geliyor. Son zamanlarda salgının etkisiyle yayıncılarımız e-kitap ve sesli kitap gibi farklı formatlara yeniden yöneldiler ve bu mecralara da okurların ve kütüphanelerin talepleri arttı.

 

Raif İpek: Ne yazık ki ülkemizde yayıncılık sektörünün yeterince inanmaması ve güvenlik nedenleri ile dijital kitap ülkemizde yeterince gelişemedi. Tek kopyanın çoğaltılması ile gerçekleşen dijital kitap satışlarının satış raporlama süreçlerinin zayıf olması, güçlü bir DRM (Dijital Haklar Yönetimi) altyapısının sağlanamaması ve en önemlisi kopyalamaya karşı yaptırımların zayıf olması sektörün gelişmesinde negatif etkenlerdir. Kidega dijital yayıncılık alanında tamamı ile kendi geliştirdiği DRM sistemi ile hem kitapları güvenli şekilde şifrelemekte hem de yayıncılara anlık satışlarını görebileceği rapor ekranı vermesi ile satış rakamları güvenirliliğini sağlamaktadır. Dijital yayıncılığın ülkemizde büyümesi için doğru pazarlama ve satış stratejilerinin takip edilmesi gerekmektedir. Ve en önemlisi e-kitap okuyuculara daha ucuz fiyatlar ile ulaşmanın yolları açılmalıdır.

 

Haluk Hepkon: Pandemi dijitalleşmenin önemini gösterdi ama bu Türkiye’de sadece tanıtım-pazarlama ağı için geçerli bir durum. Yani kitabı dijital pazarda tanıtmak ve online mecralar aracılığı ile satışını gerçekleştirmek önem kazandı. Ama e-kitap ve sesli kitap konusunda uluslararası pazarın gerisindeyiz. Okurun eğilimi hala basılı kitap alma yönünde.

 

Murat Bahadır:Bu pandemi dönemi bizlere gösterdi ki dünya hızla dijitalleşiyor. İnternet kitapçılığının %20-25 olan sektördeki payı pandemi döneminde %40’lara kadar çıktı ancak pandemi sonrasında yine düşüş yaşayarak ortalama %30’larda kalacağını düşünüyorum. İnternet satışları ciddi bir okuyucu kitlesine kolayca ulaşabiliyor. Diğer yandan okuyucu ile doğrudan ilişkiyi tercih eden yayınevi ve kitabevleri de kendi mecralarında gelişerek burada var olmaya devam ediyorlar. Türkiye’de ve dünyada kitap hâlâ kitapçıdan alınıyor ancak yine de gidişat internet satışlarının artacağını gösteriyor. Kitabevlerinin büyüklükleri belli bir ölçüde olduğundan okuyucu buralarda istediği her kitabı bulamayabilir. İnternet alışverişinin en büyük avantajı ise kişinin kitabevinde bulamadığı kitaplara kolaylıkla ulaşması oluyor. 200 bin çeşit kitap merkezimizde bulunurken bir kitabevinde en fazla 60 bin çeşit kitaba ulaşıyorsunuz. Geri kalan 140 bin çeşit kitaba internet üzerinden ulaşılabiliyor.

 

4-  E-kitap ve Sesli kitap yayıncılığında rekabet var mı? Yabancılarla kıyaslayınca yerli yayıncılarımızın durumu nedir?

 

Kenan Kocatürk: E-kitap gibi sesli kitabın da pazar payı oldukça düşük ancak biz sesli kitabın şu an hızla yükselişte olduğunu düşünüyoruz. Sesli kitaplarda ağırlıklı olarak kurgu (edebiyat), kurgudışı (araştırma-inceleme, vb) ve çocuk kitapları ağırlıkta. E-kitapta daha fazla kategoride çeşitlilik olduğu söylenebilir ancak bu iki format da fiziksel kitabın yerine geçmeyecek. Bu formatları ve fiziksel kitabı birbirinin rakibi olarak değil; birbirini tamamlayıcı, destekleyici formatlar olarak görmek lazım. E-kitabın pazardan aldığı pay dünyada ve gelişmiş ülkelerde bile %10’ları bulmadı.

 

Raif İpek: E-kitap ve sesli kitap veya basılı kitap birbirlerinin rakibi değillerdir. Tüm bu alanlarda sunulan ürünler pazarın büyümesine katkı sağlamaktan başka bir sonucu olmaz. Ülkemizde e-kitap alanında bir takım girişimler olsada yukarıda belirttiğimiz gibi doğru pazarlama ve satış stratejilerinin izlenmemesi nedeni ile çok küçük kalmıştır. Sesli kitapta ise ülkemizden çıkan girişimlerin yabancı yatırımcılar ile güçlenmesi ile gelişmekte ve büyümektedir.

 

Haluk Hepkon: Burada ciddi bir rekabet henüz söz konusu değil. Rekabet ancak pazarda büyük oranda yer elde ettiklerinde mümkün olur, şu an Türkiye’de böyle bir pazar olsa da payı yok maalesef. Yurt dışında e-kitap ve sesli kitap daha popüler ama orada da hala pazarın önemli bir bölümünü basılı kitaplar tutuyor. Öte yandan e-kitap’ın daha ucuz olması gerektiği yönünde bir algı var ama hem telifi hem de vergisi daha yüksek, bu da satış rakamına yansıyor ve geleneksel pazarın önüne geçmesine engel oluyor.

 

Murat Bahadır: Yayıncıların e-kitap, sesli kitap gibi dijital formatlara yönelmesi söz konusu fakat ülkemizde bu süreç düşünülenden yavaş ilerliyor. Son yıllardaki verilere göre e-kitabın basılı kitaba oranı %3 – %5’lerde kaldı. Sesli kitap dinleme oranının önceki yıllara göre arttığı gözleniyor ancak yine de ne e-kitabın ne de sesli kitabın, ülkemizde okuyucu ve yayıncı tarafında tam olarak yerini bulduğunu söylemek güç. Dijital yayıncılık pazarının oluşması ve sağlıklı/verimli bir şekilde büyümesi ancak gerekli teknolojik ve yasal alt yapının sağlanması ile mümkün olabilir. Türkiye’de önemli bir büyüklüğe ulaşamamış olan dijital yayınların geleceğine ilişkin yayıncıların görevi, nitelikli içerik üreterek dijital yayın çeşitliliğini artırmak ve dijital içerik üretim süreçlerini geliştirmektir. Yakın gelecekte dijital pazarın gelişme ve büyüme hızını okur tercihleri belirleyecektir.

 

5-    Basılı kitap yayıncılığına göre dijital yayıncılıkta daha sağlıklı veriler kaydedilebilmesine rağmen e-kitap ve sesli kitap konusunda telif hakkına dair şüpheyle yaklaşılıyor. Bu durumu siz nasıl değerlendiriyorsunuz?

 

Kenan Kocatürk: Hak sahiplerinin eserleri için e-devleti kullanarak kaç adet bandrol alındığına bakabildikleri günümüzde artık şüphelenilecek pek bir tarafın kalmadığını söyleyebiliriz. Online satış yapan web siteleri ve sesli kitap firmaları şeffaf biçimde çalışıyorlar. Burada esasen dijital korsanlık, eser sahiplerinin hak kayıplarının ana kaynağıdır.

 

Haluk Hepkon: Dijital alandaki korsan kitapların takibini yapmak ve yaptırım uygulamak daha zor, online platformda yakaladığınız korsan kitabı bugün kaldırtıyorsunuz ama anında başka bir platformda karşınıza çıkıyor. Teknik ve hukuki alt yapının tam oturmaması da bu anlamda şüpheye düşürüyor.

 

Raif İpek:Yayıncılarımız sözleşmelerini hazırlarken ve imzalarken sesli kitap ve e-kitap haklarını eklemedikleri için, bu sözleşmeleri yenilemek veya baştan yapmak önemli bir zaman almaktadır. Yayınevlerinin bu zahmetli işe girişmeleri için ihtiyaç olan doğru pazarlama ve satış stratejileri ile pazarda yer alacak güçlü bir oyuncudur. Kidega bu alanda sahip olduğu know-how ile bu alanda ki en güçlü şirketlerden birisidir.

 

Murat Bahadır:Tüm dünyada dijital yayınlara yönelik standartlar ve protokoller geliştirilerek telif haklarının korunmasın amacıyla çalışmalar yapılmış ancak her teknolojik yenilikte olduğu gibi kullanım arttıkça geliştirilen standartlar yetersiz kalmıştır. Dijital yayıncılığın gelişmiş olduğu ülkelerde, basılı kitaplarda olduğu gibi hak sahiplerinin telif haklarının korunması yasalarla güvence altına alınmıştır. Ancak basılı yayınlarda dahi yaptırımların bir caydırıcılığı bulunmadığından, halen telif hakkı ihlallerine karşı kesin bir çözüm bulunamamış ve çok daha kolay çoğaltılarak paylaşılabilen elektronik yayınlarda bu sorunun nasıl çözüleceği mevcut düzenlemelere ve devam eden çalışmalara rağmen tartışma konusudur. Ülkemizde dijital alanda korsan yayıncılığın yaygınlaşması ile yaşanan hak kayıplarının daha da büyümemesi için Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda uzun süredir devam eden çalışmalar sonucunda beklenen değişikliklerin yapılması gerekmektedir.

 

6- Dijital yayıncılıktaki standartlara dair hukuki boyutu değerlendirir misiniz? Kanunsal gereklilikler var mı, bu konuda yapılan çalışmalar nelerdir?

 

Kenan Kocatürk: Bilindiği üzere basılı kitap KDV’den muaftır. Ancak sesli kitaptaki, e-kitaptaki ve dijital aboneliklerdeki %18 oranındaki KDV, dijital yayıncılık pazarının gelişmesinde bir engeldir. Ayrıca dijital yayıncılık standartlarının uluslararası standartlarla uyumlu hale getirilmesi, yatırım yapılması gerekli alanlardan biridir. Ancak, korsan dijital PDF paylaşımlarının önüne geçilemezse bu standartların gelişmesinde de hızlı yol alamayacağız. Uzun yıllardır üzerinde çalışılan ve bir türlü güncelleştirilerek çıkartılamayan Fikir ve Sanat Eserleri Kanun taslağının kanunlaşmasını bekliyoruz. Kanunun günümüz koşullarına uygun, güncel halini meslek örgütleri olarak Kültür ve Turizm Bakanlığına sunduk, bir an önce taslağın yasalaşmasını istiyoruz.

 

Raif İpek:Dijital yayıncılığa dair hukuki süreçlerin daha güçlü, yazarı ve yayıncıyı daha fazla koruyucu bir hale getirilmesi elzemdir. Kopya içeriğin cezalarının caydırıcı nitelikte olması gerekmektedir. Kanunlar ile caydırıcı yaptırımlar, geliştireceğimiz güçlü ve güvenli yazılımları destekleyecektir.

 

Murat Bahadır:Basılıyla dijital kitap arasında içerik ve uygulanan telif mekanizması açısından bir fark yok ancak burada esas kaygının e-kitabın yasal alt yapısının olmaması, bir yasasının olmaması, içeriklerin korsan olarak yayımlanması ve bunun takibinin çok uzun sürmesi olduğu söylenebilir. Bu pandemi dönemi de bizlere gösterdi ki dünya hızla dijitalleşiyor. Dijital yayıncılık ile ilgili bahsettiğimiz tüm bu gelişmeler, tereddütleriyle de olsa oldukça hızlı bir şekilde ilerliyor ve bunun önünde durmak imkânsız.

 

7- Eklemek istedikleriniz var mıdır?

 

Raif İpek:Kidega olarak her zaman önceliğimiz kitap okuyucularına kaliteli hizmet sunabilmek, uçtan uca okuyucunun yanında olacak bir platform olmaktır. Bunun için de teknolojik altyapımızı düzenli olarak geliştiriyor, dijital dönüşüme çok önem veriyoruz. Sektördeki tüm paydaşlarımızla birlikte büyümek için yakın işbirlikleri yapıyoruz. Rekabette fiyat odaklı olmak yerine, kaliteyi ve müşteri memnuniyetini ön planda tutan bir yaklaşım içerisindeyiz.

 

Kenan Kocatürk:Taleplerimizi buradan da iletmek isteriz: Yayıncılık alanından yazar, çevirmen, çizerlerden kaynakta kesilen %17’lik stopaj kesintilerinin ve %18’lik KDV kesintilerinin bu dönemde kaldırılması gerekir. Pandemi döneminde zarar gören çoğunluğu KOBİ olan yayıncıların başta Kültür ve Turizm Bakanlığı olmak üzere kamu kurum ve kuruluşların satın alacağı kitaplar için yapılacak ödemelerde vergi borcunun sorgulanmaması gerekir. Kitaptaki satış KDV’sinin sıfıra çekildiği tarihten itibaren yayınevlerinin üretimden kaynaklı KDV alacakları bir kereliğe mahsus olmak üzere vergi borçlarına sorgulama ve inceleme yapılmadan mahsup edilmelidir. Bir an önce eksikliğini yoğun olarak hissettiğimiz Yazılı Kültürü Koruma Kanunu başlıklı bir kanun düzenlemesine gidilerek, çağdaş ülkelerde yayıncılık sektörü için kullanılan ve sektörü regüle ederek tüm paydaşların haklarını gözeten bir kanunun çıkarılmasını bekliyor ve bu konuda çalışmalarımıza ve girişimlerimize devam ediyoruz.