Avrupa Komisyonu, biyolojik çeşitliliği korumayı ve doğal ekosistemlerin dayanıklılığını artırmayı amaçlayan yeni bir AB Doğa Restorasyon Planı oluşturan AB Biyoçeşitlilik Stratejisi 2030’u yayınladı. Korumalı yüzey alanını mevcut % 26’dan en az % 30’luk bir arazi oranına yükseltmeyi hedefleyen stratejik plan alt hedef olarak da, birincil ve eski büyüme ormanlarına özel bir odaklanma ile sıkı koruma kapsamındaki alanların % 10’unu kapsıyor.
Strateji ayrıca, AB’nin geriye kalan tüm birincil ve yaşlı büyüme ormanlarının sıkı bir şekilde korunmasına ek olarak, ormanlarının miktarını, kalitesini ve dayanıklılığını, özellikle yangınlara, kuraklıklara, zararlılara, hastalıklara ve iklim değişikliğine bağlı muhtemel diğer tehditlere karşı önlem arttırılması gerektiğini de belirtiyor. Daha dayanıklı ormanların daha esnek bir ekonomiyi destekleyebileceğine dikkat çekiliyor. Ormanların dairesel biyoekonominin anahtarı olan malzeme, ürün ve hizmetlerin sağlanmasında önemli bir rol oynadıklarına vurgu yapılıyor.
“Avrupa ormanlarının iklim değişikliği sorunlarına karşı direncini artırma ihtiyacı konusunda hemfikiriz ve hem sürdürülebilir hem de aktif orman yönetiminin orman zararlarını önlemede etkili bir yol olduğunu düşünüyoruz ki bu konu, Strateji Planı kapsamında bildirilmiştir” diyen CEI-Bois’in Genel Sekreteri Antonicoliayrıca ekonomik kayıplara ek olarak, zarar görmüş ormanların biyolojik çeşitlilik değerlerini ve karbon yutakları rolünü kaybettiğini de hatırlatıyor.
Sürdürülebilir Orman Yönetimi, “Orman Avrupa” süreci, kriterleri ve göstergeleri tarafından tanımlandığı üzere, biyolojik çeşitliliğin korunmasının yeni korunan alanlar dayatmaya gerek kalmadan yönetim faaliyetleri kapsamında olmasını sağlıyor. Bugün EU28’deki toplam orman alanının yaklaşık % 25’i Natura 2000 programı kapsamında korunmakta ve orman ekosistemleri tüm ağın % 50’sini oluşturmaktadır. Bu nedenle, korunan orman alanlarının veya yeni mevzuatların eklenmesinden önce, katılımcı planlama ve yönetime ve uygun finansmana dayalı olarak önceden belirlenmiş alanlarda mevcut doğa mevzuatının daha iyi uygulanması gerektiğine dikkat çekiliyor.
Son olarak altı çizilen bir önemli konu da, sosyal ve ekonomik olanlar da dahil olmak üzere Avrupa ormanlarının tüm hizmetleri arasında iyi bir denge sağlamak için, yaklaşan AB Orman Stratejisi Sürdürülebilir Orman Yönetimi’ne dayanan tutarlı bir politika çerçevesi sağlanması. Antonicoli bu konuyla ilgili, “Sıkı korumaya dair çok dar bir odaklanma, endüstri için hammadde tedarikini engelleyebilir ve sonuçta dairesel ve iklimden bağımsız bir ekonomi hedefine olan katkısını zayıflatabilir” açıklamasını yapıyor. Bu noktada ahşap binaların karbondan arındırılmış yapıda önemli müttefikler olduğu hatırlatılıyor ve örneğin, 1 m3 ahşabın neredeyse 0.9 ton CO2 depoladığı ve işlevsel olarak eşdeğer malzemelere kıyasla ortalama 1 ton CO2 tasarrufu sağladığı vurgulanıyor.
Detaylar için tıklayınız