Ağaç Dallarını Sanata Dönüştürdü

Antalyalı 44 yaşındaki ağaç heykel sanatçısı Durul Bakan, çamur ve alçı ile yaptığı heykellerin ardından, şimdi de sel ve dere sularıyla denize sürüklenen ağaç dallarından çeşitli heykeller yapmaya başladı. Fırtınalı günlerde Konyaaltı ve Lara sahiline inen Bakan, kıyıya vuran ağaç dallarını tek tek çuvallara topluyor. Ağaç dallarını sanayi sitesi içindeki 70 metrekarelik atölyesine getiren Bakan, kuruma işleminin ardından eserlerini yapıyor.

Yıllardır sürüklenen ağaç dal ve köklerinin şekillenmiş halini hiçbir kesici alet kullanmadan binlerce parçayı bir araya getiren Bakan, insan, şaha kalkmış at, eşek, kartal, keçi, inek, balık, koç, geyik, fil, zürafa gibi figürleri yapıyor. En küçük eserinde 6, en büyük eserinde yaklaşık bin ağaç parçası kullanan Bakan, amacının yaptığı eserlerle çevre kirliliğine dikkat çekmek olduğunu kaydetti.

DENİZ KİRLİLİĞİ VE AĞAÇ KATLİAMLARINA DİKKAT ÇEKMEK

2 yıl önce heykel işini bıraktığını aktaran Durul Bakan, daha farklı şeyler yapmak adına yok olan dünyaya ve kirlenen denizlere, ağaç katliamına dikkat çekmek amacıyla ağaç heykeller yapmaya başladığını söyledi.

1 yıl heykel yapmadığını ve sahilde dolaşırken kıyıya vuran ağaç dallarını gördüğünü aktaran Bakan, “Ağaç dallarının estetik yönleri çok güzeldi. Topladım bunları ve ağaç heykel yapmaya başladım. Ama buradaki amacım heykel yapmaktan ziyade çevre duyarlılığını artırmak. Bunları herkes yapabilir. Bizim ülkemizde özellikle de şehrimizde bol miktarda ağaç parçaları var. Yaptığım eserler evlerimizde, bahçelerimizde, kamusal alanlarda her yerde kullanılabilecek çalışmalardır” dedi.

BİR ESER 6 İLE BİN DALDAN OLUŞUYOR

Ağaç dallarının suda sürüklenmesi nedeniyle şekil aldığını kaydeden Bakan, “Sahile arabayla gidiyorum, biraz yürüyorum, çuvalla topluyorum. Atölyemde bir milyona yakın ağaç parçası var. Çalışmalarımda 800 ile bin arasında ağaç parçası kullanıyorum. Şuan geyik, keçi, at, köpekbalığı ve Anadolu Yılan Kartalı, insan figürü yaptım” diye konuştu.

Bir eserin 6 ile bin parçadan oluşturduğunu ifade eden Bakan, “Önce basit bir çizim yapıyorum, parçaları birbirine vidalıyorum. Küçük parçaları çivi tabancasıyla tutturuyorum. Yapıştırıcıyı çok nadir kullanıyorum. Olabildiğince kimyasallardan uzak durmaya çalışıyorum. Kesme ve yontma yapmıyorum. Parçaları doğal halleriyle kullanıyorum. En fazla bir parça kısaltma işlemi yapıyorum. Şekil ve yön vermiyorum” ifadelerine yer verdi.

DOĞADA HİÇBİR PARÇA ATIK DEĞİLDİR

Türkiye’de ağaç heykelciliğini çok az kişinin yaptığını dile getiren Bakan, “Bunlar doğal atık. Ağaç katliamına son verilmesi lazım. Ne kadar çok kitleye sesimi duyurabilirsem iyi olur. Doğada hiçbir parça atık değildir. Muhakkak bir yerde bir köşede kullanılabilir hale getirilebilir. Bunlar bizim için bir hazine. Yok edilen bir ağacın yerine binlerce dikmek lazım. Doğanın kendi terk ettiği bu malzemelere de sahip çıkmak lazım” dedi.

Ağaç dallarından her şeyi yapabildiğini kaydeden Bakan, “Eserin büyüklüğüne göre zaman harcıyorum. Örneğin bir atı yapmak yaklaşık bir ayımı alıyor. En büyük mutluluğum eserlerimin kamusal bir alanda sergilenmesidir. O nedenle Türkiye’nin en büyük organizasyonlarından olan Expo 2016’da yer almayı çok istiyorum” şeklinde konuştu.

Eserlerine bir fiyat biçmediğinin altını çizen Bakan, sanatının beğenilmesi ve takdir edilmesinin en büyük mutluluğu olduğunu aktardı.

Ticari bir kuruluş olmadığını dile getiren Bakan, herkesin sanat atölyesinde gelip çalışabileceğini kaydetti.