HELİKOPTER PARASI”  NEDİR?

Bu sıralar çok gündemde olan bir konu.

“Helikopter parası” Amerikalı ekonomist Milton Friedman’ı 1969 yılında popüler yapan bir düşünceyle ilişkilidir.

Günümüzde ünlü olan “Optimum para miktarı” makalesinde Friedman şu öyküye dikkat çekmektedir:

“Günün birinde halkın üzerinde bir helikopterin uçtuğunu ve bu helikopterin gökyüzünden 1000 dolarlık banknotları aşağıya attığını, bunların da topluluğun üyelerince alelacele toplandığını varsayalım. Ayrıca, bu durumun herkes için tekrar etmeyecek olan yeknesak bir olaya tekabül ettiğini düşünelim.“

Bu hikâyenin ana fikri şudur: Bir merkez bankası enflasyonu ve potansiyelinin altında işleyen bir ekonominin faaliyetlerini arttırmak istiyorsa, bu durumdaki en etkili araç basitçe herkese doğrudan para transferi yapmaktır. Teoride, insanlar bu yöntemi dolaşımdaki para miktarının tek seferlik arttırılması şeklinde görebilir ve ekonomik aktiviteyi arttırarak ve enflasyonu merkez bankalarının hedeflediği seviyeye geri getirmeye zorlayarak özgürce daha fazla harcama yapmaya başlayabilirler.

Bu makaleden yola çıkarak, (eski) Merkez Bankası Başkanı Ben Bernanke ve ekonomist Willem Buiter gibi diğer akademisyenler teoriyi daha da geliştirmişlerdir. Bernanke, faiz oranlarının artmasını önlemek için hükümet borçlarını satın almayı vaat eden merkez bankalarıyla birlikte hükümetlerin vergileri hızla kesmesi şeklinde, “parayla finanse edilen vergi kesintileri” imkânını ortaya çıkarmıştır.

Bernanke 2002 yılında yaptığı bir konuşmasında:

“Örneğin, faiz oranlarının artması yönünde bir eğilimi hafifletmek için yapılan bir açık piyasa alım programıyla uyumlu geniş kapsamlı bir vergi kesintisi, sonraki dönemdeki fiyatlar ve tüketim için kesinlikle etkili bir teşvik olacaktır. Hane halkı tüketimi arttırmamaya ve bunun yerine reel ve finansal varlıklar edinmek için ekstra nakit kullanarak portfolyolarını dengelemeye karar verirse bile varlık değerindeki artışlar, sermaye maliyetini azaltabilir ve potansiyel borçluların bilançolarını geliştirebilir. Parayla finanse edilmiş bir vergi kesintisi Milton Friedman’ın ünlü “helikopterden atılan para”ya temel olarak eşdeğerdir.” demiştir.

Peki, bu politika geleneksel parasal genişlemeden ne kadar farklı?

Merkez bankaları tarafından finansal krizlerden beri uygulanan mevcut parasal genişleme programları, finansal piyasalardan geniş ölçekli varlık satın alımlarını kapsamaktadır. Bunlar, ağırlıklı olarak hükümet tahvillerini hedeflemektedir. Fakat bazı merkez bankaları ticari borçlar, konut ipoteğine bağlı menkul kıymetler ve borsa yatırım fonları gibi büyük miktarda alternatif varlıkları da satın almaktadır.

Uygulanmakta olan parasal genişleme programları ile Friedman tarafından ortaya konulan helikopterden atılan paralar arasındaki en önemli fark, alımların çok büyük kısmının hükümet tahvilleri ile banka rezervleri arasında gerçekleşen varlık takasları olmasıdır. Bunlar bankacılık sektöründeki (borç vermelerini kesmeleri için bir neden olabilecek) rezerv kısıtlamalarını hafifletip, hükümet borçlanma maliyetini azaltmaktayken, bunun reel ekonomiye yansıması doğrudan olmamakta ve ilgi uyandırmamaktadır.

Bu şekilde, anılan politika paranın karşılığını almayı çok sağlayamamaktadır. İnsanların hesaplarına yapılan doğrudan para transferleri ya da parayla finanse edilen vergi indirimleri ve hükümet harcamaları, finans piyasasından “damlama” etkisine ilişkin beklentilerden ziyade ortalama talebi doğrudan etkileyen bir politikanın etkinliğini arttırmanın bir yolunu sunmaktadır.

O zaman problem ne?

Helikopter para politikasını uygulamak için, öncelikle hükümet ve bağımsız merkez banklarının koordinasyonuna ihtiyaç vardır. Bu durum teoride çok fazla bir bariyer yaratmamaktayken, pratikte iki özgün taraf diğer tarafla sorunsuz şekilde politikayı yönetmekte ve aslında sıklıkla aynı amaca hizmet etmektedir.

En açık örneği, Washington’da ABD’nin sonuç itibariyle hükümet harcamalarını kısmaya yönelik hazır pakette karar kılınan borç tavanına ilişkin konuda Demokratlarla Cumhuriyetçilerin arasının açılmasıdır. Fakat bu indirimler, Merkez Bankası’nın ülkenin ekonomik iyileşmesini rayında tutmak için olan çabaları karşısında etkili şekilde geriye itilmiştir.

Ardından, FED Başkanı Bernanke, 2013 yılında Senato Bankası Komitesi’nde “Harcamaların azaltılmasının zamanlamasında bir uyumsuzluk mevcuttur ve problem uzun dönemde oluşmaktadır, fakat indirimler kısa dönemdedir ve iyileşmeyi zorlaştırmaktadır.” demiştir.

Bu tarz koordinasyon problemleri helikopter para yandaşları için büyük bir problemdir. Buiter’ın analizinde açıkladığı şekilde, helikopter para,  helikopter paranın reel ekonomi çerçevesinde piyasaya arz edilmesi için merkez bankası ve hazine arasında işbirliği ve koordinasyon gerektirmektedir.

Ama insanların sıkıntılı dönemlerde tek sorun yaşadığı şey koordinasyon hatalarına bağlı değildir. Aynı zamanda hükümetlerin yeni basılan paralar ile vergi kesintisi ya da yatırım projelerini fonlayabilmeleri için kullanıp kullanmayacağı konusunda da endişeler mevcuttur. Hükümetler, iyi zamanlarda bile bu aracın vazgeçilmek için fazlasıyla faydalı olduğuna karar verebilirler.

Eski İngiltere Bankası ekonomisti Tony Yates, helikopter paranın merkez bankalarında geniş ölçüde hassas şarlar sunan kırılgan politik anlaşmaları ve bu anlaşmaların bağımsızlığını korumayı mahvedebileceği konusunda endişe duymaktadır.

Bu durumda, mükemmel iyinin düşmanı olabilmektedir.