Orsiad: Ahmet bey Türkiye’de ne kadar parke satılıyor. Bunları satan ve uygulayan ustalarla ilgili veri var mı? İşçilik fiyatı sabitlenmeli mi?
Ahmet Çetinkaya: Organizasyon için teşekkür ederim. Türkiye’de, diğer dünya ülkelerine bakıldığında ciddi bir uygulama ve parke kullanımı mevcut. 120 milyon m2 tüketim ile kullanımda 2. Büyük pazar konumundayız. Dolayısıyla bu potansiyeli de iyi düşünmemiz gerekiyor. Burada olan veya olmayan ustalarımız, parkeyi döşeyenler Türkiye’de memnuniyeti yükseltip bu noktalara getirdiler. 7 tane büyük parke üreticisi var ve bunlar da 120 milyon m2 gibi bir rakama ulaşılmasında çok büyük katkı sağladı, yatırım yaptı. Teknolojik olarak dünya ile yarışır duruma getirdi. Laminat parkenin kalitesinden çok konuşmuyoruz çünkü kalite çok iyi. Tabii bu hızlı gelişim beraberinde fırsatları da getirdi. Bugün bu fırsatlar hem ustalara, hem tüccarlara, hem toptancılara fayda sağlamaya devam ediyor. Bu 120 milyon m2 laminat parkeyi döşeyen usta sayısı tam bir kaydı olmasa da 10.000 civarında. Yaklaşık 2400 civarında ustamız yerli üreticiler tarafından son 10 yılda eğitime tabi tutuldu. Değişik şehirlerde, bulundukları bölgelerde sektörümüze değer kazandırdılar.
Geldiğimiz noktada peki neden bir fiyat kargaşası var diye soracak olursak; Bu boyuta baktığınızda da aslında Türkiye’de tüm ticaret sektörlerinde çok yoğun bir rekabet var. Bazen bu rekabet sadece kar odaklı oluşmaya başlıyor ve sorunlar da beraberinde geliyor. Mevcut sorun aslında zor çözülecek bir sorun değil. Çünkü avantajımız şu ki, ustalarımız parke satıcılarıyla beraber çalışıyorlar. Onlardan iş alıp döşüyorlar. Dolayısıyla bayilerimizle, toptancılarımızla bu iletişimi doğru kurgularsak, ustalarımıza değerli oldukları mesajını verirsek ki bence en önemli detay da bu. Ustanın yaptığı iş sadece aldığı bedelle ölçülmemeli. Ustalarımıza hepimiz evimizi işyerimizi teslim ediyoruz. Bu nedenle bu arkadaşlarımıza biz doğruyu hem onlara hem sisteme fayda sağlayacak yolları bayilerimiz ve satıcılarımız kanalıyla gösterir uygularsak daha iyi sonuçlar alırız. Ustaların da temel sorunu bence ustalıklarının değerinin tam bilinmemesi.
Aksakal / Hakan tarım
Yaklaşık 15 senedir bu sektördeyim. Anadolu’dan gelen malzeme taleplerinde bugüne kadar hiç malzemenizde hangi mdf yi kullanıyorsunuz diye soran olmadı direkt fiyat soruluyor. Bizim burada olmamızın sebebi sektörümüzü nasıl daha iyi hale getiririz, 10.000 ustanın ekmeğini nasıl artırırız olmalı.
Prensip olarak konuştuğumuz yıllık 400 milyon Lirayı, fabrikaların cebine giren bu parayı ustalara nasıl aktarırız, sektörü nasıl yukarı çekeriz. Ahmet Bey’e de sormak isterim, bu durum fabrikaların ne kadar umurunda. Yeni katılımcıların pazara girmesiyle rekabet çok arttı bu rekabetin içinde 400 milyon, 3 milyarlık pazarda çok önem kazanmaya başladı. Sertifikasyon Türkiye’de nasıl uygulanabilir? Fabrikalar buna nasıl bakıyor?
Ahmet Çetinkaya: Fabrikalar kesinlikle bunu çok önemsiyor. Sizler olmadan fabrikaların bu rakamlara ulaşması mümkün değil. O nedenle herkes önemli. Her fırsatta da bu gündeme getirilerek neler yapabiliriz sürekli konuşuyoruz. Bu çalıştay bir başlangıç nerelere gidecek göreceğiz. Dolayısıyla biz sizin fikirlerinizi can kulağıyla dinleyip elimizden geleni yapmaya çalışacağız. Yerli üreticiler bu konularla ilgili çözüm üretecek güce sahip, bunu sektörün de istemesi gerekiyor. Dediğim gibi fiyatlardan ziyade ustaya verilen değer üzerinde durulmalı. Sigortası yatmış mı? Can güvenliği alınmış mı? Hakları verilmiş mi? Bunlar gözetilmeli.
Orsiad: Ahmet Bey, toptancılar ustalara verilen eğitimi yetersiz buluyor, ne dersiniz?
Ahmet Çetinkaya: Aynı kanaatteyim. Zaten dar kapsamlı eğitimler ki oraya bile zor topluyoruz. Bu nedenle orada da ana verileri vermek istiyorsunuz. Her eğitimde biz lütfen süpürgelikle parkeye çakmayın deriz ama gelen şikayetler de yine çakılır vb. Evet yeterli değil daha kapsamlı olmalı.
Ahmet Bey: Şu bir gerçek ki bu yerli üreticiler sizlere Türkiye’de bir iş olanağı sağlıyor. Daha önce 10 Euroya satılan parkeyi 4-5 Euroya satma imkanı sağlıyor, bu kaliteli ürünü Türk halkına sunuyor. Ve bunları yaparken de Türkiye’de sizler gibi çok değerli tüccarların oluşumunu sağlıyor. Bundan 15 sene önce isimler değerliyken artık firmalar da değerli. Kazanç sadece rakam değildir. Kazanç sizin oluşturduğunuz değerlerdir fayda sağladığınız değerlerdir. Şimdi boyacılar, seramikçiler, halıcılar bu işi yapıyor diyoruz ama olayın içine baktığımızda hepsinin haklı nedenleri var. Nedir bunlar; 2002-2005 yıları arasında parkecileri ısrarla büyütelim istedik. ikinci yılda zorlandılar ve devam edemediler. Yapıları uygun değildi. Şimdi ise o sürecin gelişimine katkı sağlayan bu sektörlerde çok değerli tüccarlar oldular. Parke toptancısı gibi ana ürünü yapanlar bugün parke sektöründe önemli noktalara geldiler.
Orsiad: Oda kurulması için neler yapılması gerekiyor? Ve son sözlerinizi alabilir miyiz?
Ahmet Çetinkaya: öncelikle Orsiad’a bu organizsyon. İçin teşekkür ediyorum. Biz doğrunun peşindeyiz. Uygulanabilecek olan her şeyi üreticiler olarak değerlendirerek sektöre faydalı sonuçları alacağımıza eminim.