Ülkemizde ticarete konu olan bal üretimi yıllık ortalama 70.000 ton civarında olup, bunun yaklaşık %25 i çam balı şeklinde doğrudan ormanlarımızdan elde edilmektedir.
Kestane, ıhlamur, akasya, orman gülü, ahlât gibi orman ağaç ve ağaççıklarından ve orman sayılan alanlardaki otsu bitkiler ve çiçeklerden elde edilen bal üretimi de dikkate alındığında toplam bal üretiminin büyük bir kısmının; ormanlardan elde edildiği hesaplanmaktadır.
Orman Genel Müdürlüğünce 2008 yılında başlatılan “bal üretim ormanları” çalışmasının başından itibaren görev almıştım. Bu yazı ile bu süreçte yaptıklarımızı, yaşadıklarımızı paylaşmak istedim.
Küçükken, yani 1970’li yıllarda, “karakovan” dediğimiz kovanlarla bal üretildiğini hatırlarım. Özellikle komşumuz Celal Emmi (amca!) bu işin meraklısı idi. Sarıcalı’ yı da (yaban arısı) iyi tanırdım. Sık sık iğneleri ile muhatap olurduk! 1980’ li yıllarda komşularımız gezginci arıcılık yapmaya başladı. Tazvara’ dan Osman Amca çocukları ile beraber bu işi yaparlardı. Sonra oldukça yaygınlaştı. Arıcılık Ordu’ nun en önemli gelir kaynaklarından biri haline geldi.
Üniversite hayatım boyunca ve meslekte çalışmaya başladıktan sonra arıcılarla pek irtibatım olmadı. Şebinkarahisar ve Alucra’ nın, tabi ki memleketim Ordu’ nun güzel ballarını yedik, ormancı kardeşlerim Veli ve Duran’ ın ürettiği ballar harika idi mesela, ama insanlar nelerle uğraşıyor, ne gibi zorlukları var diye pek de merak etmedim!
Arıcılarla ilk resmi irtibatım yanılmıyorsam 2006 yılında oldu. Çevre ve Orman Bakanlığı Özel Kalem Müdürü idim o zamanlar. Marmaris’te bir yangın olmuş ve arı kovanları yanmıştı. Yangından arıcıları mesul tutan biz ormancılar arıcıları ormana sokmamaya karar vermiştik.
2007 yılında Orman Genel Müdür Yardımcısı olarak çalışmaya başladıktan hemen sonra arıcılarla görüşmeye başladık! Bir hayli dertlilerdi! Ormancılar arıcıları ormanlara almakta oldukça gönülsüz davranıyorlardı, çam balı ormanlarında silvikültür müdahaleleri yapmakta ısrarlı idik.
Kurum içinde yaptığımız uzun hazırlıklardan sonra 25 Aralık 2008 tarihinde “Ormancılık ve Arıcılık” konulu ilk toplantımızı yaptık.
Orman Genel Müdürlüğü olarak 1997 yılında başlatılan ‘Ormanların Çok Amaçlı Fonksiyonel Planlanması’ uygulaması çerçevesinde daha önceleri bir plan dâhilinde olmayıp gelişi güzel yürütülen ‘Ormanlardan Bal Üretimi ‘çalışmaları plan dahiline alınmış, öncelikle Muğla Orman Bölge Müdürlüğü kapsamındaki kızılçam ormanlarının bir kısmı çam balı üretimi amacıyla Basralı Ormanlar İşletme Sınıfı olarak ayrılmış ve bu amaca yönelik işletilmeye başlanmıştı. Ancak ülke genelinde ve Çambalı sahalarında problem devam ediyordu!
Diğer taraftan arıcılık konusu esas itibari ile Tarım Bakanlığının konusu idi. Bu itibarla Tarımcılarla da görüşmek zarureti vardı.
17–18 Ocak 2009 tarihlerinde, Tarım ve Köy İşleri Bakanlığının organizasyonunda, Genel Müdürlüğümüz, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının üst düzey temsilcilerinin katıldığı “Arı ve Arıcılık Sektörel İşbirliği ve Ortak Akıl Toplantısı” yapıldı. Sektörün paydaşları ile karşılaşılan sorunları tartışıldı. Bu sorunların çözümüne yönelik merkez ve taşra teşkilatının görüş ve önerileri alınarak yol haritası belirlendi.
Bunun devamında 12 Mart 2009 tarihinde tüm teşkilata bir tamim yayınlandı. Tamimde;
Ormancılık faaliyetleri esnasında (rehabilitasyon , üretim, ağaçlandırma b.) özellikle ağaçlandırma amaçlı makineli işleme esnasında arıcılık için uygun yonca ,korunga, peygamber çiçeği , geven, karahindiba, püren, yakıotu, beyaz ballıbaba, ormangülü, defne , keçiboynuzu gibi otsu ve odunsu bitkilerin korunmasına itina gösterileceği,
Özellikle arıcılığın yapıldığı bölgelerde ağaçlandırma, rehabilitaston, suni tensil çalışmalarında yangın emniyet şeritlerinde yetişme muhiti özelliklerini dikkate alarak akasya, akçaağaç, ıhlamur, kestane, okaliptüs gibi uygun türlerin karışıma katılmasına önem verileceği,
Genel Müdürlüğümüzce yapılacak fidan üretimlerinde arıcılık için faydalı kestane, akasya, ıhlamur gibi türlere öncelik verileceği,
Gerek amenajman ve silvikültür planlarının yapımı aşamasında arıcılardan ve sektör temsilcilerinden gelen talepler dikkate alınacak ve fonksiyonel ve çok amaçlı planlama ilkeleri çerçevesinde talepler planlarımıza işleneceği,
Ege ve Akdeniz bölgesinde özellikle Muğla, İzmir, Antalya ve Mersin Orman Bölge Müdürlüğü sahalarında kızılçamda konaklayan çam pamuklu koşnilinin( marchalina hellenca) yayılış alanlarına zarar verecek uygulamalarında imtina edileceği hususları Bölge Müdürlüklerine talimatlandı.
Nisan 2009 tarihinde Muğla’da Orman Genel Müdürlüğü ve Türkiye Arı Yetiştiricileri Birliği’nin ortaklığında “Kızılçam Sahalarında Çam Balı Üretiminde Karşılaşılan Sorunlar ve Çözüm Önerileri” konulu panel düzenlendi.
Bu panele zamanın Eğitim Daire Başkanı Değerli Dostum Abdullah Büber ile gitmiştik. Bu çalışmalarımız Genel Müdürlükteki bazı arkadaşlarımızca hoş karşılanmıyordu haliyle. “Çiçek, böcek” işleri olarak değerlendiriliyor ve panele katılmamız bile memnuniyetsizlik oluşturuyordu. Hattızatında arıcılık konusu “Eğitim Dairesi” nin değil başka bir Dairemizin konusu idi. Biz Abdullah Beyle birlikte zorluyorduk! Genel Müdürümüz Osman Kahveci Bey de inanıyor ve bizi destekliyor idi.
25 Mayıs 2009 tarihinde, biraz daha bürokrasi ağırlıklı bir talimat yazıldı bölgelere. Bu yazı ile 2007 öncesi duruma dönülmesi tehlikesi ortaya çıktı.
Arıcılık ve ormancılık konusu inandığım ve çözmeye kararlı olduğum bir konu idi. Öncelikle iş takibine ve becerisine en güvendiğim arkadaşlarımızdan biri olan Orman Yüksek Mühendisi Hülya Kılıç’ ı münhasıran bu konuda görevlendirdik. Ve çalışmalara yeniden hız verdik.
12 Aralık 2009 tarihinde Genel Müdür imzalı bir talimat yayınladık.
Bu kez Genel Müdürlüğümüz dışı kurumlardan itirazlar geldi. Hattı zatında haklılar idi. Arıcılık konusu Orman Genel Müdürlüğü kadar, Doğ Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, ORKÖY Genel Müdürlüğü ve AGM’ nin de konusu idi.
Bu problemi çözmek ve konuyu tüm ülkeye ve kurumlara şamil hale getirmek için 2 Mart 2010 tarihinde “Arıcılığın Desteklenmesine İlişkin Bakanlık Talimatı-2 Mart 2010” konulu Bakanlık Genelgesi yayınladık. Meslek hayatım boyunca birçok yazı hazırladım haliyle ama bu Bakanlık Genelgesi en çok mutlu olduğum yazılarımızdan birisi oldu. Bu yazı için Kurum temsilcilerinin paraflarını almak kolay olmadı haliyle. İnsan her şeyi olduğu gibi paylaşamıyor!
Bu şekilde “hukuki altlık” tamamlanmış oldu.
Mevzuat kısmı böyle devam ederken diğer taraftan bilgilendirme, diğer bir ifade ile “kapasite geliştirme” ardından uygulama projelerine de ağırlık verdik. Ülkemizdeki arıcılık faaliyetlerinde Ordu’ luların büyük bir ağırlığı vardır. Bu yüzden Ordu’daki faaliyetlerimize özel önem gösterdik.
18 Şubat 2010 tarihinde, Giresun Orman Bölge Müdürü değerli dostlarım Ahmet Ceylan ve Ünye İşletme Müdürü İlyas Özdemir ile birlikte Ünye Orman İşletme Müdürlüğüne bağlı Fatsa, Kumru, Korgan İşletme Şefliklerini ziyaret ettik ve İlçe yetkililerini bilgilendirdik. 18 Şubat 2010 Ünye Fatsa Kumru Korgan
15 Mart 2010 tarihinde Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği ile birlikte Ordu’da tüm arıcıların katıldığı bir bilgilendirme toplantısı yaptık. 15 Mart 2010-Ordu
24-26 Mayıs 2010 tarihlerinde Fatsa’da “Arıcılık ve Ormancılık Faaliyetleri” konulu hizmetiçi eğitimimizi yaptık. 24 Mayıs 2010-Fatsa-Arıcılık ve Ormancılık Eğitimi
Konunun bilimsel esaslara, tarafların isteklerini ve ormanların sürdürülebilir yönetimine uygun şekilde icra edilebilmesi için Hacettepe Üniversitesi, Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği ve Orman Genel Müdürlüğü arasında bir protokol hazırladık. Taraflarca imzalanan protokol 21.07.2010 tarihinde Bakanlık Makamınca da onaylandı.
OGM-Hacettepe Üniversitesi-TAB Arıcılık Protokolü-2010
Bunları takiben tüm yurt genelinde çalışmalar başladı, dünyaya duyuruldu, vatandaşlarımızın problemleri kısmen de olsa çözüldü.
Orman Genel Müdürlüğünün görevlerinin yeniden belirlendiği, 4 Temmuz 2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 645 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile “arıcılık” konusu tamamen hukuki altlığa kavuşturuldu.
Bu faaliyetlerin tamamı http://balormani.ogm.gov.tr/ isimli web sayfası kanalı ile tüm Türkiye ile paylaşıldı. Süreç bütün taraflarla işbirliği halinde, tamamen şeffaf ve bilimsel-sosyolojik temellere dayalı olarak yürütüldü.
Bu yazıyı yeniden kaleme aldığım 26 Ekim 2014 itibari ile geriye baktığımda büyük bir başarı görüyor ve emeği geçenlere teşekkür etmek istiyorum.
Bu meyanda;
Konuyu en üst seviyede sahiplenen Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’na,
Zamanın Orman Genel Müdürü, şimdinin Karabük Milletvekili Osman Kahveci’ye,
Zamanın Eğitim Daire Başkanı Abdullah Büber’e, Silvikültür Dairesi Başkanı Mustafa Kılıç’a, Orman İdaresi ve Planlama Dairesi Başkanı Mustafa Yurdaer’e, zamanın Odun Dışı Orman Ürünleri Şube Müdürü, şimdinin Odun Dışı Ürün ve Hizmetleri Dairesi Başkanı Fuat Şanal’a, zamanın Eğitim Şube Müdürü Hüseyin Sop’a
Zamanın Orman Harita ve Fotogrametri Müdürü Cemil Ün ve Ekibine, web sayfasını en iyi şekilde hayata geçiren Basın Müşaviri Emin Şimdi ve Bilgi İşlem Şube Müdürü Ercan Kaptanoğlu ve ekiplerine,
Bütün çalışmalarda inanılmaz emeği geçen Orman Yüksek Mühendisi Hülya Kılıç’a
Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği Başkanı Bahri Yılmaz ve Yönetim Kurulu Üyelerine,
Konunun bilimsel taraflarını olgunlaştıran Prof. Dr. Kadriye Sorkun, Prof. Dr. Sibel Silici ve Prof. Dr. Mustafa Avcı’ ya,
Arazi çalışmalarında hızlı şekilde hareket eden zamanın Giresun Bölge Müdürü Ahmet Ceylan, Bolu Bölge Müdürü Sırrı Köstereli, Eskişehir Bölge Müdürü Mahmut Aydın ve Afyonkarahisar İşletme Müdürü Zekeriya Mere’ye,
İsimlerini burada zikredemediğim diğer değerli dostlarıma teşekkür ediyorum.
Tabi ki her çalışmanın, projenin eksikleri olabilir, eleştiriye tabi olabilir. Biz “bal üretim ormanları” çalışması ile;
Ormancılık ve arıcılık faaliyetlerini hukuki temele kavuşturmayı ve düzenlemeyi,
Çam balı sahalarındaki problemleri halkımız ve ormanlarımız lehine çözmeyi,
Ülkemizin biyolojik çeşitliliğini ve ormanlarımızı korurken, daha fazla ekonomik değer üretmeyi, gıda güvenliğine ve ekonomik kalkınmaya destek olmayı,
Dünya çapında geçerli bir “organik orman balı” markası ortaya çıkarmayı, kaliteli ve sertifikalı bal üretimine ve ticaretine destek olmayı,
Keresteden elde ettiğimiz gelir gibi önemli bir gelir kaynağı oluşturmayı hedeflemiştik.
Geri dönüp baktığımda son derece iyi yönetilmiş bir süreç, başarılı olmuş bir proje görüyor ve emeği geçenleri şükranla yad ediyorum.
İsmail Belen