* Cemer Kent Ekipmanları bu yıl ikincisini düzenlediği “Cemer Düşten Gerçeğe Tasarım Yarışması” ile geleceğin oyun parkı tasarımcısını arıyor.
*Yarışma, öğrenci ve profesyonellere açık, son başvuru tarihi ise 30 Eylül.
Cemer Kent Ekipmanları bu yıl ikincisini düzenlediği ve “geleceğin Oyun parkı” temalı “Cemer Düşten Gerçeğe Tasarım Yarışması” ile geleceğin oyun parkı tasarımcısını arıyor. Para ödüllerinin de bulunduğu yarışma, öğrenci ve profesyonellere açık. Son başvuru tarihi ise 30 Eylül 2016. “Cemer Düşten Gerçeğe Tasarım Yarışması” ile tasarımcılardan beklenen, yeni nesillerin de eskisi gibi parklarda oynamalarını sağlayacak tarzda ürünler tasarlamaları.
Teknolojinin gelişmesiyle birlikte çocuklarımızın çoğunun bilgisayar veya ekran başında boş vakitlerini geçirdiğine dikkat çeken Cemer A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Eroğlu, bu durumun çocuklarımızın fiziksel ve sosyal gelişimlerini önemli ölçüde etkilediğini ve bu olumsuz etkilerden kurtulmanın yolunun ise yeni tasarımlarla çocukları tekrar parka çekmek olduğunu belirtti.
Çocukların ruhsal ve bedensel olarak sağlıklı olabilmeleri için, kurslarla öğrenilen aktivitelerden ziyade, serbest oyun oynamaları gerektiğinin bilincinde olduklarını belirten Eroğlu, şunları söyledi:
“Serbest oyun çocuklara sosyalleşme, kendi kararlarını verebilme, özgüvenli olma, kendi sınırlarını keşfetme gibi kişisel gelişimleri açısından son derece önemli olanaklar sağlıyor. Yeni nesillerin beklentilerini karşılayacak, çocukların parklara ilgisini artıracak ve psiko-motor becerilerinin gelişmesini sağlayacak tasarımlara Cemer olarak önem veriyoruz. 2014 yılında Deltoik tırmanma modülü ile uluslararası Reddot Tasarım ödülünü alarak, bu alanda Türkiye’ye ilk ödülü getirmiş olmanın gururunu yaşadık. Tasarımın oyun ve çocuklar üzerindeki olumlu etkisine inandığımız için, ülkemizde de oyun grubu tasarımlarına dikkat çekmek ve farkındalık oluşturabilmek amacıyla “Cemer Düşten Gerçeğe Tasarım Yarışması” düzenlemeye başladık. İlkini 2014 yılında düzenledik ve pek çok genç tasarımcı düşlerindeki oyun gruplarını tasarıma dönüştürdü ve ödül kazandı. “Düşten Gerçeğe” bizim şirket sloganımızdı. Bu isim yarışmamız için de çok uygun göründü bize ve yarışmamızın adını da “Düşten Gerçeğe Tasarım Yarışması” koyduk. Yarışmamızı 2 yılda bir ulusal düzeyde yapıyoruz, ancak önümüzdeki yıllarda uluslararası bir yarışma olarak düşleri gerçekleştirmeye devam edeceğiz.”
Bu yıl ikincisi düzenlenecek olan yarışma, öğrenci ve profesyonel olmak üzere iki kategoride yapılıyor. Yarışmaya başvurular 30 Eylül’e kadar devam edecek.
Yarışma Jürisinde tasarım dünyasının yakından tanıdığı önemli isimler bulunuyor. Yarışmaya katılım için “cemerdustengercege.com” sitesinden katılmak gerekiyor. Yarışma ile ilgili şartname ve tüm bilgilere siteden erişilebiliyor.
* İyi tasarlanmış bir oyun parkında oyun oynamak çocuklar için sosyal birleşme, sağlık, kavramsal gelişim ve öğrenme konusundaki en iyi eğitim programlarından biridir.
“ Eğer çocuk yaşına uygun riskli oyunlara (göremediği riskler ortadan kaldırılmış) katılmaktan alıkonuluyorsa, toplumda artan oranda duygu, düşünce ve davranış bozuklukları gözlemleniyor…”
Günümüzde çocuk gelişimi ve psikolojisi üzerine yapılan çalışmalar oyun oynamanın çocuk gelişiminde ve karakterinin şekillenmesinde önemli etkisi olduğunu gösteriyor.
Froebel “oyun, insan gelişiminin çocukluktaki en yüksek dışa vurumudur” diyor.
İyi tasarlanmış bir oyun parkında oyun oynamak çocuklar için sosyal birleşme,sağlık, kavramsal gelişim ve öğrenme konusundaki en iyi eğitim programlarından biri olarak görülüyor.
Norveç Queen Moud üniversitesinde profesör olan Sanderter’in 2011 yılında yayınlanan bir makalesinde şöyle yazıyor: Eğer çocuk yaşına uygun riskli oyunlara (göremediği riskler ortadan kaldırılmış) katılmaktan alıkonuluyorsa, toplumda artan oranda duygu, düşünce ve davranış bozuklukları gözlemleniyor…
Örneğin 3 boyutlu halatlı sistemler çocukların 3 boyutlu düşünme, psiko-motor becerilerinin denge ve kas koordinasyon sistemlerinin gelişimine çok önemli katkı sağlıyor. Yükseklikler ve kendilerince riskler arttıkça algılar daha açık daha dikkatli oluyorlar ve hesaplı risk almayı öğreniyorlar. Düştüklerinde üstesinden geldikleri küçük travmalar yaşayabiliyorlar ama bu üstesinden gelmeyi öğrendikleri travmalar dahi onlara ileride yaşayabilecekleri büyük travmalarla başa çıkma gücü veriyor. Çocukların yaşlarına göre oynayacakları oyuncaklar da farklıdır. Bir oyun parkındaki oyuncaklar 1-3 yaş aralığı içinse, ki parkların çoğu bu aralıkta, geriye kalan çocukların hiç biri bu oyuncaklarda sağlıklı bir şekilde oynayamıyor ve enerjilerini atabilmek için o oyuncağı tehlikeli bir şekilde kullanmaya başlıyor, arkasından vandalizme kadar varan sonuçlar meydana geliyor.
Çocuklara aşırı korumacılıkla fanusların içinde yetiştirmeye çalıştığımızda; bizlerin olmadığı ortamlarda bulunduklarında sudan çıkmış balıklar oluyorlar.
Amacımızın; kendine güvenen, güçlüklerle başa çıkabilen sağlıklı bireyler yetiştirmek olduğu asla unutulmamalı.