5801 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı 21/7/2022 tarihli ve 31899 sayılı Resmi Gazete’ de Yayımlandı.
21/07/2022 tarihli ve 31899 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 5801 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci maddesine göre 30/12/2019 tarihinden itibaren aylık %1,6 oranında uygulanan gecikme zammı oranı 21/07/2022 tarihinden itibaren %2,5 olarak yeniden belirlenmiştir.
Söz konusu Cumhurbaşkanı Kararına ulaşmak için Tıklayınız.
İdare ve Vergi Hukukunda uyuşmazlıklar; uzlaşma, hata düzeltme, pişmanlık ve ıslah, cezada indirim gibi barışçıl çözüm yolları ile çözülebilir ancak barışçıl çözüm yolları ile uyuşmazlıkların çözülemediği hallerde yargı aşamasında çözüm yolları söz konusu olacaktır. Bu bağlamda yazımızda uyuşmazlıklardaki özellikle kamu alacağının tahsili aşamasındaki ilk ayak olan gösteren 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsili Usulü Kanunu Kapsamında Ödeme Emri ve Niteliği açıklanacaktır.
Ödeme Emri Nedir?
Ödeme emri temel olarak borçluya gönderilen ve borçlunun borcunu ödemesi gerektiğinin, şayet kişinin ya da kurumun borçlu değilse itiraz etmesi gerektiğinin ihtarıdır.
Ödeme emrinde: ilgili borca ilişkin kayıtlar, borcun ve masraflarının süresi içinde ödeme emrinde yazılı banka hesabına ödenmesi ihtarı, borç teminat verilmesi yükümlülüğü getiriyorsa bu teminatın süresi içerisinde gösterilmesi gerekliliği, mal beyanı yapılması ihtar edilmişse süresi içinde yapılmasının ihtarı, İtiraz ve usulü hakkında bilgiler, İçerikteki ihtarlara uyulmadığı takdirde sonuçlarına ilişkin hususların ihtarı yazılıdır.
Kamu Alacağında Cebri Tahsil
Cebri tahsil, zamanında ödenmeyen bir kamu alacağının, kamu gücü kullanılarak, alacaklısı veya alacaklı adına kamu gücü kullanma konusunda yetkili makamlar tarafından tahsil edilmesi demektir. Kamu alacakları açısından bu, alacaklı tahsil dairesinin kamu gücünü kullanarak tahsil etmesi anlamına gelmektedir. Bu kamusal güç, alacaklı kamu idaresinin bizzat tarh ve tahakkuk ettirerek takip edebilmesini sağlar. Genel olarak Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ile tanınan ve özel hukuk gerçek ve tüzel kişilerine tanınmayan bu kamu gücünü kullanma yetkisi, kamu alacağının kamu giderlerinin karşılığı olma özelliğinden kaynaklanan bir ayrıcalıktır.
Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun kamu hukukundan doğan alacakların tahsiline ilişkin özel kanundur. Bu noktada klasik icra takibi işlemlerinde düzenlenen ödeme emrinden farklı olarak; Kamu borcunu vadesinde ödemeyenler için 6183 Sayılı Kanun Kapsamında Ödeme Emri alacaklı kamu organı tahsil dairesince düzenlenir. Bu da 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun kamu hukukundan doğan alacakların tahsiline ilişkin özel kanun olmasından kaynaklıdır, kamu alacaklarının tüm aşamalarında 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun uygulanır. 6183 Sayılı Kanunda bir boşluk olması halinde özel hukuktan doğan alacakların tahsiline ilişkin genel kanun olan İcra İflas Kanunu’na başvurulacaktır.
6183 Sayılı Kanun Kapsamında Ödeme Emri Nedir?
Kamu alacaklarının korunması hakkındaki önlemler ile cebren tahsilinde uygulanacak esaslar hakkında 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun düzenlenmiştir.
Ödeme emri de kamu alacaklarının tahsili sürecinin ilk adımıdır. Alacaklı kamu idaresinin tek yanlı olarak düzenlediği bir belgedir. Ödeme Emrinin düzenlenmesi bir yönetsel (idari) işlemdir. Kamu alacağı vadesinde ödenmezse, cebren tahsil yolluna başvurulur. Ödeme emri de 6138 sayılı sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’a göre vadesinde ödenmeyen kamu alacakları için düzenlenir. Ödeme emrinin tebliği, kamu borçlusuna tahakkuk etmiş kamu alacağının ödenmesi konusunda son kez yapılan bir uyarı niteliğindedir. Kamu alacağının bu uyarıya rağmen ödenmemesinin sonucu, cebren tahsil yöntemlerinin diğer aşamalarının başlatılarak uygulamaya geçilmesidir.
Usulüne uygun ödeme emrinin tebliği, tahsil dairesi açısından cebren tahsil sürecini başlatırken kamu borçlusu açısından da tebliğ tarihinden itibaren hakların kullanımı ve yükümlülüklerin yerine getirilmesi açısından yasal süreleri başlatmaktadır. Ödeme emri tebliğ edilmeden kamu alacağı hakkında herhangi bir şekilde cebren tahsilat gerçekleştirilemez.
Anlaşılacağı üzere 6183 Sayılı Kanuna göre Ödeme Emri kamuya olan borcunu zamanında ödemeyen borçlu, üzerinde vergi mükellefiyeti veyahut vergi sorumluğu düşen kişi ve kurumlara yollanır.
Ödeme Emri borçlulara, borçlarını ödemeleri veya bu borçlarla ilgili mal bildiriminde bulunmaları konusunda yapılan bir bildirimdir. 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsili Usulü Hakkında Kanun’un 54. Maddesinde Cebren Tahsil ve Şekilleri üçe ayrılarak belirtilmiştir;
“Ödeme müddeti içinde ödenmeyen amme alacağı tahsil dairesince cebren tahsil olunur. Cebren tahsil aşağıdaki şekillerden herhangi birinin tatbikı suretiyle yapılır:
1. Amme borçlusu tahsil dairesine teminat göstermişse, teminatın paraya çevrilmesi yahut kefilin takibi,
2. Amme borçlusunun borcuna yetecek miktardaki mallarının haczedilerek paraya çevril-mesi,
3. Gerekli şartlar bulunduğu takdirde borçlunun iflasının istenmesi”
Aynı Kanunun 55. Maddesi ve devamında da Ödeme Emri Düzenlenmiştir.
“Amme alacağını vadesinde ödemiyenlere, 15 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumu bir “ödeme emri” ile tebliğ olunur.
Ödeme emrinde borcun asıl ve ferilerinin mahiyet ve miktarları, nereye ödeneceği, müd-detinde ödemediği veya mal bildiriminde bulunmadığı takdirde borcun cebren tahsil ve borçlunun mal bildiriminde bulununcaya kadar üç ayı geçmemek üzere hapis ile tazyik olunacağı, gerçeğe aykırı bildirimde bulunduğu takdirde hapis ile cezalandırılacağı kayıtlı bulunur. Ayrıca, borçlunun 114 üncü maddedeki vazifeleri ve bu vazifeleri yerine getirmediği takdirde hakkında tatbik edilecek olan ceza bu ödeme emrinde kendisine bildirilir.
Belediye hududu dışındaki köylerde bulunan borçlulara ödeme emirleri muhtarlıkça tebliğ olunur. Ödeme emirlerinin muhtarlığa tevdii tarihinden itibaren 15 gün içinde tebligat yapılmadığı takdirde ödeme emirleri tebliğ edilmemiş olan borçluların isimleri ödeme emri hüküm ve mahiyetindeki bir “ödeme cetveline” alınarak borçlular borçlarını ödemeye ve mal bildiriminde bulunmaya çağırılırlar. Ödeme cetveli köy ihtiyar kurulu kapısına bir örneği de köyde herkesin görebileceği umumi bir mahalle 10 gün müddetle asılmak suretiyle tebliğ olunur ve cetvelin asıldığı köy muhtarlığınca münadi vasıtasiyle ilan olunur. Cetvel asılırken ve indirilirken keyfiyet muhtarlıkça zabıt varakasiyle tesbit edilir. Cebren tahsil ve takip ödeme emrinin tebliği veya ödeme cetvelinin indirilmesi tarihinde başlamış olur.
Borcunu vadesinde ödemiyenlere ait malları elinde bulunduran üçüncü şahıslardan bu malları 15 gün içinde bildirmeleri istenir.”
Ödeme emrinin düzenlenmesi ile alacaklı tahsil dairesi (örneğin; vergi dairesi)aynı zamanda kamu alacağının tahsili için cebri tahsilat işlemlerine de başlamış sayılır. Asıl borçlulardan tahsilat yapılamaması veya tahsilat yapılamayacağının anlaşılması halinde; kanuni temsilci, limited şirket ortağı, yabancı şahıs veya kurumların mümessilleri gibi borçtan sorumlu olanlara da ödeme emri tebliğ edilerek borcun ödenmesi veya mal bildiriminde bulunması istenilir.
6183 Sayılı Kanunun 55. Maddesi 2. Fıkrasında belirtilen hususların tamamının Ödeme Emrinin içerisinde yer alması ve ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilmesi gerekmektedir. Belirtilen hususlarda eksiklik olması halinde ödeme emri hukuka aykırı olacaktır.
Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 55’inci maddesinde sayılan unsurlardan hangilerinin aslî hangilerinin tali ve tamamlayıcı unsur olduğu konusunda bir ayrım yapılmasının gerekliliği ön plâna çıkmaktadır. Kamu alacaklarının tahsilinde, cebren tahsil işlemlerini başlatabilmek için ödeme emrinde bulunması gereken unsurlar;
– Hangi takip şeklinin yürütüldüğüne dair açıklama taşıyan “ödeme emri” ibaresi,
– Kamusal borç ilişkisinin tarafları,
– Kamu alacağının asıl ve fer’ilerinin mahiyetleri ve miktarları,
– Kamu alacağının 15 gün içinde ödenmesi, ödenmeme durumunda borcun cebren tahsil olunacağı ihtarı olmalıdır.
Bu hususlarının tümünün bir arada bulunması gerekmektedir, yukarıda saydığımız unsurlardan birini taşımayan ödeme emrinin de eksikliğin niteliğine göre- yok hükmünde ya da iptal edilebilir kabul edilmesi gerekmektedir.
Danıştay 7. Dairesi, 2007/2641E. 2008/4086K, 20.10.2008 tarihli Kararı şu şekildedir;
“6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 55‘inci maddesinin birinci fıkrasında, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir “ödeme emri” ile tebliğ olunacağı belirtildikten sonra, aynı maddenin ikinci fıkrasında, ödeme emrinde borcun asıl ve ferilerinin mahiyet ve miktarları, nereye ödeneceği, müddetinde ödemediği ve mal bildiriminde bulunmadığı takdirde borcun cebren tahsil ve borçlunun mal bildiriminde bulununcaya kadar üç ayı geçmemek üzere hapis ile tazyik olunacağı, gerçeğe aykırı bildirimde bulunduğu takdirde hapis ile cezalandırılacağının kayıtlı bulunacağı, ayrıca, borçlunun 114’üncü maddedeki vazifeleri ve bu vazifeleri yerine getirmediği takdirde hakkında tatbik edilecek olan cezanın bu ödeme emrinde kendisine bildirileceği hükmüne yer verilmiştir.
Sözü edilen hükme göre, ödeme emrinin hukuki sonuç doğurabilmesi için öncelikle maddede sayılan bilgileri içermesi gerekmektedir. Dolayısıyla, anılan bilgileri içermeyen işlemlerin, “ödeme emri” olarak kabul edilmesine olanak bulunmamaktadır.”
Danıştay 7. Dairesi. gün 1995/7420E., K.1997/1301K ve 26/03/1997 tarihli kararı ise şu şekildedir;
“6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 1. maddesinde; devlete il özel idarelerine ve belediyelere ait vergi, resim, harç, ceza tahkik ve takiplerine ait muhakeme masrafı, vergi cezası, para cezası gibi asli; gecikme zammı, faiz gibi fer`i amme alacakları… hakkında bu kanun hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiş, 54. maddesinde ödeme müddeti içinde ödenmeyen amme alacağının tahsil dairesince cebren tahsil olunacağı öngörülmüş, 55. maddesinde ise ödeme emrinin nasıl düzenleneceği, hangi hususları kapsayacağı açıklanmıştır.
Anılan kanunun 54. maddesinden başlayan ve “Amme alacağının cebren tahsili” başlığını taşıyan cebri tahsil yöntemlerinin ilk aşamasını “Ödeme emri” oluşturmakta ve ödeme emri düzenlenip tebliğ edilmedikçe haciz yoluna başvurulması olanağı bulunmamaktadır.”
Anayasa gereği, idarenin tüm eylem ve işlemleri yargı denetimine tabidir. Bu yönden, ödeme emrinin düzenlenmesi işleminin de yargı denetimine tabi olduğu tartışmasızdır. Kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, hakkında cebren tahsil yöntemlerinin uygulanmasına engel olabilmesi için kamu borcunu belli süre içinde ödemesi veya aynı süre içinde ödeme emrini idari davaya konu edip yürütmenin durdurulmasını istemesi gerekmektedir.