PARKE ÇALIŞTAYI 2018′ de SAYIN MEHMET KARAHASANOĞLU’ nun TAM KONUŞMA METNİ

ORSİAD: Bu noktada Mehmet Bey’e sormak isterim. Türkiye’nin üretmiş olduğu laminat parke Çin’in aksine dünyanın en ucuzu peki ihracatta neden yokuz?

Mehmet Karahasanoğlu: Türkiye aslında, ihracatta ucuz bir ülke değil çok katılmıyorum. Fakat bu son dönemde dövizin yükselmesi TL’nin düşmesi bizi oldukça etkiledi. Düşük bir seviyeye getirdi. Şu anda yurt dışında mal satmak her firma için daha cazip oldu. Odun maliyetleri aynı seviyede kalmadığı için birim maliyetler olarak Euro bazında baktığınızda dünya pazarlarından çok daha düşük seviyelerde. Bu sebeple ben inanıyorum ki bu durgunluğu, daralmayı, firmalar ihracata daha fazla pay ayırarak aşacağımıza inanıyorum.

ORSİAD: Mehmet Bey, Türkiye genelinde ve sizin firmanız adına rakamsal olarak parke satış ihracat verileri nasıl?

Mehmet Karahasanoğlu: Selçuk Bey’in söylediği bu 120milyonm2 içinde bizim toplam pazar payımız 18-20 milyonm2 yani %17-18 civarındadır. İhracat rakamlarımızda da %15 ile %17 aralığını zorlamaya çalışıyoruz. Her ülkede olmaya çalışıyoruz. Tek fiyat politikasını oturtmak adına her ülkede belirli bir temsilcilik üzerinden yürümeye çalışıyoruz.

Mehmet Karahasanoğlu: Bu sektör 94-96 senesinde ithal edilen parkeyle laminat parkeyi tanıdı. Ben de 95’li yıllarda girdim bu sektöre. Buradaki ustalar bilir, o dönemde click parke yoktu, tutkallı parke vardı. Tutkallı parkenin zorluklarını ustalarımız daha iyi bilir. Bu uygulamanın miktarının azlığı kazancının düşüklüğü söz konusuydu. 2000 yılından sonra click parkeye geçildi. 2005 yılında sonra da bütün firmalarda tamamen geçiş oldu. Şuraya gelmek istiyorum, bu sektör devamlı kendini yineleyerek bu günlere geldi.
2019 yılına farklı bir boyuttan bakmak istiyorum. Evet düşüş yaşayacağız fakat benim gözlemim özellikle Avrupa pazarına bakarsak, yeni ürün gruplarının daha çok önemli olacağı ön plana çıkacağı bir döneme giriyoruz. Dolayısıyla bu tabii ki bizim hedefimiz lamine pazardaki doğallığı laminatla müşteriye verebilmektir. Ana fikir odur bizim için. Buraya ne kadar yaklaşabilirsek o kadar iyi. Burada ustanın kalitesi öne çıkacak. Daha kalın mal daha karakterli mal ustaya da para kazandıracak. İyi kalite iyi mal ürettik döşedik 100 yıl o parkeye bir şey olmadı yani uzun süre gitti ne yapacağız? Biz sektör olarak hanımların satın aldığı bir pazara hitap ediyoruz. Ne kadar dayanıklı olsa da insanlar değişim istiyorlar. 2019 yılında evsel projeler konusunda daha fazla gelişeceğini ve yeni ürün gamlarıyla onlara daha fazla hitap edeceğini düşünüyorum. Dünya pazarında da böyle bir trend var. Artık Avrupalı üreticiler ıslak zeminler için de parke üretiyor. Bu Türkiye pazarına giremedi ama hazırda bekliyor. Zaman içerisinde 2020 yılında pazara girecek ürünlerden biri olacak önü açılacak. Kısacası katma değerli ürün anlamında artıya geçeceğimize inanıyorum.

ORSİAD:   Mehmet Bey 2019 yılında toptancılara nasıl destek olacaksınız?

Mehmet Karahasanoğlu: Finans tarafında firmamızın satış ağında her bölgede yapılanmamız var. İl bazında veya mevcut illeri birleştirilerek bir dağıtıcılık sistemimiz var. Bizle çalışan bayiyi münhasır toptancı olarak göstererek onun altında çalışan bayilerle birlikte ortak bir koordinasyonumuz var. Bu arada da ağırlıklı olarak %50 kredi kartı %50 ‘de toptancının küçük çek ve kendi kredisiyle yürütüyoruz. Burada tek başına toptancı kredi kartı yeterli olmayacağından mevcut kredi kartı portföyümüzü son noktaya kadar indirip dolaylı olarak toptancımız üzerinden şirkete yürüyen bir sistem kurguladık. Yani yükü toptancının üzerinden daha alta taşıdık.

Mehmet Karahasanoğlu: Selçuk Bey’in dediği gibi sektörde kar marjlarının çok diplerde olması nedeniyle üreticinin toptancının gerekse son noktadaki kişinin çok fazla kar marjıyla çalışma şansı kalmıyor. 2019 yılında sektörde çalışan alt kademede çalışan alt bayi kesiminin biraz daha ürün gamını genişleterek kapı zemin sektörü mesela bunları da katarak çalışırlarsa daha rahat edeceklerini düşünüyorum. Toptancının önünü açabilecek her türlü sistemi denemeye çalışıyoruz projelerde ortak yürümeye çalışıyoruz.

Ustalarımız için Dernek kuruluşunu çok başarılı buluyorum. Derneğin desteklenmesi Türkiye geneline yayılması çok önemli. Mesleki yeterlilik kurumu diyor ki bunun kitabı yazıldıktan sonra özel sektöre de bu yetkiyi verebilirim diyor. Yani herkes yetkili kurum haline gelebilir. Bunun arka tarafta kim denetleyecek. Sürücü kursları var gibi ehliyet kursunun denetleyici son noktası trafik cezası. Şimdi kurulan bu dernek bir STK. Mesleki Yeterlilik kursunun buraya bir yetki vermesi lazım. Yani dışarıdan kimse alınmaması lazım. Buraya üye olan kişilerin sertifikasını sadece mesleki yeterlilik değil dernek de onaylamalı. Ve dernek bu işin takipçisi olması lazım her yıl bu belgenin yenilenmesi lazım. Ustaların alacağı ücretler konusunda bir standart oluşmalı ve bu tecrübeyle paralel olmalı. 20 yıllık bir ustayla 2 yıllık bir ustanın alacağı ücret aynı olmamalı.
Bu konuda biz firma olarak İnşaat derneği kanalıyla da üye olduğumuz platformlarda inşallah Ecevit Bey’le birlikte çalışacağız.
Her sene bölge bayilerimizle birlikte eğitimler düzenliyoruz. Ama bu asla yeterlilik anlamında eğitimler değil. Ürünlerin uygulanması tanıtımı konusunda katılım sertifikası veriyoruz. Şirket kaşeli eğitime katılım sertifikalarıdır.