Orsiad: Zeki Bey, Türkiye’de parke sektöründe işçilik fiyatları konusunda fikirlerinizi alabilir miyiz? Bu sorun nasıl çözülebilir?
Zeki Kara: Öncelikle Orsiad’a bu organizasyon için teşekkür ederim. Yapacağımız bu çalıştayın sektörümüz adına olumlu katkılar getireceğini düşünüyorum. Laminat parke sektöründe şöyle bir kıstas var. 110 milyon m2lik bir pazarda nasıl kıstas belirlenir diye bir soru aklımıza geliyor. Burada uygulama yapılacak yerin ölçüsü, kullanılan malzeme, son zamanlarda çıkan katma değer ürünlerin piyasadaki yansıması belirleyici etkenler. Bence 2TL, 3TL komik rakamlar. Bizim usta arkadaşlarımız bu ürünü toptancıdan alıp uygulama alanına getirip kata çıkarıyorlar uygulama yaptıktan sonra fazla veya eksik malzemelerin tedarikini yapıyorlar. Bu da +/- %20, %30 aranında üste ve aşağı maliyet etkisi yapıyor. Evet ben de bu konuyu bu işçilik fiyatı belirlenmesi konusunu kendi içimde ve çevremde çok sorguladım. Şu kanıya vardım min. 3.5- 4TL, max. 7TL aralığında bir rakamın belirlenmesi gibi bir aralık çıkarıyoruz. Burada uygulama yapacak arkadaşları da dinlemek gerekiyor.
Orsiad: Zeki Bey, uygulamada ortaya çıkan sorunlar hakkında fikrinizi alabilir miyiz?
Zeki Kara: Türkiye’de laminat parke üretimi 1996 yılında başladı. Yaklaşık, yılda 350.000 m2 parke üretirken şu anda 2016’da rakam 120milyon m2 Bu da yaklaşık 200 kat demek ki 20 yılda bu noktaya geldik. Bunun içinde laminat parke toptancıları, montaj grupları ve sizin de tabirinizle alt bayiler oluştu. İllaki hatalar olacaktır. Burada hatayı iyi irdeleyip teşhisi iyi koymamız lazım. Burada şu verileri vermek istiyorum
7 üretici fabrika var. 120 milyon m2 ayda yaklaşık 8 milyon m2 parke tüketimi var. Her gün 350.000m2. Yani 1996’da yılda üretilen rakam, bugün günde eritiliyor. Şimdi yaklaşık 60-70 m2 montaj yapıldığını farz edersek 7000 usta her gün parke döşemek için uyanıyor. Bu 7000 ustanın içinde %5 hatayla yapan bir sistem zaten olacaktır. Fabrikalardaki üretim teknolojilerine baktığımızda da onlar bile hiç el değmeden %2-3 hatayla robot sistemiyle çalışıyorlar. Sonuç olarak ustalarımıza ben şöyle bir destek verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Doğu Anadolu ve İç Anadolu’da rakam biraz düşük olsa da İstanbul’da ortalama 3.5TL. Şimdi burada bu rakam resmiyet kazanmalı mı kazanmamalı mı bunu konuşuyoruz. Odanın haricinde buna resmiyet kazandırmalı mıyız? Bizler 2.5 milyar TL gibi bir rakamı finanse ediyoruz. 300-400 milyon TL’de piyasaya yansıyor. Fabrika tarafından bakarsak, toplantıcıların içerisindeki montaj grubu arkadaşları çekerseniz tüketici ile üretici karşı karşıya gelir. %5 lik hata bütün markanın imajını zedeleyebiliyor. Fabrikalarda yetişmiş elemanlarımız çok iyi. Şu anda Almanya’da 300 milyon m2 laminat parke üretiliyor. 80 milyon m2 laminat parke tüketiliyor. Biz de ise, neredeyse 120 milyon m2’nin %95 i yurtiçine satılıyor. Türkiye’de şu an kurulu kapasite 180 milyon m2 bunun 120 milyon m2 si üretiliyor ve yurt dışından makine gelmeye devam ediyor. Yani bu pazar 180 milyona kadar gidebilecek durumda.
Orsiad: Zeki Bey, ustalara yetki belgesi, sertifika verilmesi konusunda siz ne düşünüyorsunuz?
Zeki Kara: Aslında bu konu 20 yıl önce tartışılması gereken bir durum. Çok geç kaldık. Biz bir sektörün arkasından koştuk ve önünü alamadık. Bu sistem fabrikaların kontrolünde olmalı. Bürokrasiye ulaşmaları çözmeleri daha kolay. Onların yapmış olduğu sisteme biz ana bayileri olarak her zaman uyarız ve destek oluruz.
Orsiad: Zeki Bey sektördeki bayilerin beklentileri, sıkıntıları hakkında bilgi alabilir miyiz?
Zeki Kara: Önce alt bayilerimizin beklentilerini söylemek isterim. Biz toptancılar ve alt bayiler olarak iç içe girmişiz sektörde. Toptancılar ve alt bayiler pazarda aynı fiyatı veriyor. Bir de eğer sektör branşlaşmazsa parkecilik kalmayacak sektör el değiştirecek. Şöyle ki masraf ve giderler artık bir noktadan sonra öne çıkmaya başladı. Dükkanlar bunu kaldıramıyor. Biz fabrikadan almış olduğumuz şartları satış adına tüm tabana yayıyoruz alt bayiye bu vadeyi veriyoruz. Krei kartı sistemi bizi biraz rahatlattı. Fabrikalar da, biz de kendimizi garanti altına almak istiyoruz çünkü riskler büyüdü. En büyük sıkıntımız risklerimizin büyümesi. Sektör dediğim gibi el değiştirmeye doğru gidiyor.
Orsiad: Zeki bey, toptancılar asıl perakendecilerin pazarı olan nihai tüketicilere mal satmalı mu, uygulama yapmalı mı?
Zeki Kara: Biz toptancılar olarak aslında çok fazla işçiliğin içerisinde değiliz. Burada şu var, bünyemizde tavsiye ettiğimiz ustalar var ancak tavsiye edebileceğimiz işçilik olur. Bu şundan kaynaklanıyor, Türkiye’de lojistik bölge fiyatları çok yüksek yani şehir dışında ana lojistik bölgelerinde kira 50.000TL’dan başlıyor. Ve buralarda bu karlarla yapılanamadığımız için mecbur piyasanın içinde kaldık. Bu da haliyle perakendeci arkadaşlarımıza zarar veriyor.
Orsiad: Oda kurulması için neler yapılması gerekiyor? Ve son sözlerinizi alabilir miyiz?
Zeki Kara: Oda oluşumu zaten zaman içinde şekillenir. Bu ilk adım olsun. Orsiad’a çok teşekkür ederiz. Oda konusunda yukarıdan aşağı inilerek fabrikalardan aşağı disiplin getirilmeli. Evet biz fabrika olarak bu sertifikayı verelim ama bu bizim vermiş olduğumuz sertifika ‘laminat parke uygulaması yapabilir’ şeklinde olmalı yani milli bir sertifika olmalı. Kendiliğinden sistem oluşur diyerek iyi dileklerimi iletiyorum