Hamburg’taki Alster Gölü kıyısında bulunan lüks otel “The Fontenay”, birbirine komşu kenarlı üç daireyi andıran benzersiz heykel tasarımıyla dikkat çekiyor. Muhteşem bir göl manzarasına sahip olan otelin iç mekan tasarımı da konseptini yansıtıyor: Kavisli duvarlar, etkileyici panoramik cephe ve tabandan tavana pencerelerle trapez düzen, ışıkla süslenmiş özgürleştirici alanlar… İç tasarımdaki görüş genişliği, otelin dışındaki doğayla bütünleşerek, doğayı otel deneyiminin bir parçası halinde misafirlerine sunuyor.
Fontenay otelinin özelleştirilmiş zemini, iç içe geçmiş bir çizginin sezgiselliğini taşıyor. Geleneksel ahşap döşeme şekillerinden uzaklaşan ama bir yandan da mekanın tamamında ahşap dokuyu yaratarak yeni bir zarafet kazandıran zemin iç tasarımın başlıca öğelerinden. Özellikle de ısmarlama ahşap zemin geometrisi, bir elmas / kristal şeklinde veya üç boyutlu bir kübistik dönem esinlenmesi gibi görünüyor. “Beyaz” Fransız Meşesi Margaritelli’nin Fontaines’deki ormanlarından (Burgonya bölgesi) özel olarak getirilmiş.
Otelin mimarisinde imzası bulunan Hamburg doğumlu ünlü mimar Jan Störmer, otelin başlangıç çizimlerini “zamansız modern, modern klasik” olarak isimlendiriyor. Störmer’in yenilikçi heykel tasarımı anlayışı sayesinde, hemen hemen tüm odalardan (131 oda) ve süitlerden, Alster’in nefes kesen manzaralarını izlemek mümkün.
Otelin dışı kadar iç tasarımında da hassasiyetle çalışmış olan ekipte yer alan iç mimar Christian Meinert (Aukett + Heese) bir röportajda, doğru turkuaz rengi bulmak için nasıl çaba harcadıklarını şöyle anlatıyor: “Odaların taban renginin, gardropların ağartılmış ahşabı ve açık renkli parke döşeme renklerini bastırmaması gerekiyordu. Seçtiğimiz renklerin çoğu çevreye yani yeşil, açık ve koyu maviye dayanıyor. İnsanlar turkuazı genellikle mavi veya daha yeşil olarak algılarlar. Yatak başlıklarında kullandığımız kadife turkuaz, kumaşın yönüne bağlı olarak farklı görünebilir, bu nedenle herkesin bu renkle ilgili tanımına cevap veren bir zenginlik sunar.”
Bugünkü Fontenay otelin yeri, 1816’da Hamburg merkezli armatör John Fontenay, şehrin kalbindeki Alster gölünün güzel kıyılarında eşsiz bir araziyi satın almasıyla bulunmuş. Modern Hamburg’un bir yansıması olarak, açık fikirli, kozmopolit ve son derece misafirperver olan otel, Hamburg’u keşfetmek için gelen birçok ulusal ve uluslararası ziyaretçiyi ağırlıyor.