Kimya alanında ölçek büyütmeye ve yeni yatırımlara ihtiyacın arttığına dikkat çeken İKMİB Başkanı Adil Pelister, sektör olarak devletten yüzde 50’ye kadar makine-teçhizat hibesi talepleri olduğunu aktardı.
İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Başkanı Adil Pelister, kimyada ihtiyaç duyulan büyük yatırımlar için sektör olarak yüzde 50’ye kadar makine-teçhizat hibesi beklentileri olduğunu söyledi.
Kimya sektörünün yüzde 70 dışa bağımlı olduğunu hatırlatan Adil Pelister, Türkiye’de üretilmeyen ve katma değer sağlayacak üretimler başta olmak üzere, ‘özellikli kimyasallar’ın üretimi ve teknolojisine odaklanmak gerektiğini ifade etti.
Teknoloji ve sermaye yoğun kimya sektöründe ölçek büyütmeye ve yeni yatırımlara ihtiyacın her geçen gün arttığına dikkat çeken Pelister, “Toplamda 50 milyar dolar ve üstü ithal edilen kimyasalların ülkemizde üretilmesi gerekiyor.
Büyük ölçekli dev yatırımlarda devletimiz Güney Kore modeli gibi yüzde 50’ye kadar makine-teçhizat hibesi vermeli. Şirketlerimizin ölçeklerini büyütebilmeleri için sermayeleri kuvvetlendirilmek, teşvik edilmeli. Buna destek için de yurt içi toptan satış vadeleri Almanya – Fransa gibi en fazla üç ay ile sınırlandırılmalıdır. Şirketlerimiz üretim için sermaye bağlarken, satış için de sermayesini harcamamak.”
İhracatçı firmalara yatırım çağrısı
Düşük faiz oranları, artırılmış kredi miktarları ve uygun koşullu vadesi uzun kredi olanakları ile yatırım fırsatları sunduğuna dikkat çeken Pelister, ihracatçı firmalara bu fırsatları değerlendirme çağrısında bulundu. Pelister, “Dünyada talep yavaşlamışken bizlerin talebin yöneleceği 2021 yılına hazır olması gerekiyor” dedi. Pelister, özellikle medikal ve ilaç sektörü, temizlik ve hijyen sektörü, petrokimya gibi kritik öneme sahip kimya sanayisine yönelik yatırımlara ve desteklere öncelik verilmesi gerektiğini vurguladı.
Üretim Asya’ya kayıyor
Öte yandan global kimya sektöründe üretimin özellikle Çin’in katkısıyla Avrupa’dan Asya’ya kaydığını belirten Pelister, şunları söyledi: “Asya ülkelerinin toplam kimya sektörü ticaret hacmindeki payının giderek arttığı görülüyor. 2030’lu yıllarda Asya bölgesinin üretimde dünyanın üçte ikilik kısmını oluşturacağı öngörülüyor. Bunun en büyük sebeplerinden birisi Asya ülkelerinin döngüsel ekonomiye ve geri dönüşüm konusuna önem vermeleri. Ayrıca kaya gazı üretimi petrokimyasal ürünlerin üretiminde ABD’ye avantaj sağlıyor. Bu ülkedeki etilen fiyatlarının daha cazip hale gelmesi bu alanlardaki yatırımların Avrupa’dan ABD’ye kaymasına sebep oldu. Türkiye’nin de bu konuda rezervleri olduğu araştırılıyor. Ülkemizde ilk kaya gazı kuyuları Diyarbakır’da açıldı. Trakya ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde rezervler olduğu öngörülüyor.”
Bilindiği gibi, yıla yüzde 10.6’lık büyüme ile başlayan kimya sektörü, pandemiden olumsuz etkilense de çeşitli hijyen ürünleri bazında önemli artışlar yakaladı. Sektör bu sayede 2020 yılının ilk 6 ayında 223.56 milyon dolarlık ihracata gerçekleştirdi, daralma yüzde 13.94’te kaldı. Yılın ilk yarısında en çok ihracat yapan ikinci sektör olduklarının altını çizen Pelister, “6 aylık süreçte yaşadığımız yüzde 13.94’lük kaybı, normalleşme süreciyle birlikte önümüzdeki dönemde kapatacağımıza inanıyoruz. Geçen yıl yapmış olduğumuz 20 milyar dolar seviyelerini yakalamayı hedefliyoruz” dedi.
“Dijital ihracat platformu oluşturulmalı”
Geleceğe yönelik çözümler özelinde 2018 yılında ilk defa ‘dijitalizm’ öngörüsünde bulunduklarını belirten Adil Pelister, “Bu yeni dijital çağı kurgulayanlardan olmak için hızlı karar almak ve uygulamaya geçmek gerekiyor. ‘Dijital ihracat platformu’ oluşturulması, ihracatın lojistik ve ödeme dahil bütün süreçlerinin dijitale entegre edilerek hayata geçirilmesi önemli arz ediyor” dedi.