ORSİAD: Necati Bey, sizdeki rakamlar nedir? ve inşaat sektörünü yakından takip ettiğiniz için yine size sormak isterim; yeni alınan ruhsatlar 2018-2019 için ne durumda?
Necati Yılmaz: Şu an biz geçmişte başlamış belli bir seviyeye gelmiş projelerin taleplerini karşılıyoruz. Büyük oyuncuların hepsiyle hem alışverişim var hem temas halindeyim. Büyük inşaat firmalarının ortak fikri, elimizdeki projeleri bitirip daha sonra öz sermayemiz kadar iş yapıp az ve öz yol almak düşüncesindeler böyle hedefleri var. Krizin etkisi tabii ki çok büyük, daire satışları dip seviyede. Her ne kadar Ekim ayında %10 bir artış olsa da ki bu da, bir takım kampanyalarla, kârdan feragat ederek, devletin desteğiyle özetle zorlamayla yapılan satışlar.
Dolayısıyla 2019’da da mevcut işlerle sektörün küçülerek yol alacağını sonrasının daha da küçüleceğini, nüfusa oranla konutların belli bir seviyeye oturacağını fazla yapılmış yatırımların daha reel konuma düşeceğini düşünüyorum. Bu nedenle daralma şu an başladı. Bu 2019 yılında da küçülerek devam edecek. Daha sonrası için daha da küçülecek sektör. 2020 bana göre daha karanlık görünüyor.
ORSİAD: Necati Bey, parke sektörü ne durumda?
Necati Yılmaz: Lamine parkenin 120milyonm2’lik pazarda yaklaşık 3.5milyonm2’lik bir payı var. Bu rakamın 2 milyon 300 bin civarı yerli üretim. Kurulu yerli üretim kapasitesi 4,5milyonm2 civarında ama üretimden satışlar 2017 yılında 2 milyon 300 binm2 idi. Türkiye’ye 1 milyon 150 binm2 ithal ürün girdi. Kayıt dışı atölye bazında ufak tefek üretimler oluyor 100bin, 50bin gibi ve bunlarla birlikte de Lamine parke pazarında 3.5 milyonm2 civarında bir pay oluşuyor. İhracat çok daraldı, Rusya en büyük pazardı fakat Rusya’da yaşanan krizle birlikte Rusya’nın koymuş olduğu %20 bir vergi var o henüz kalkmadı. Dolayısıyla orada Çin mallarında herhangi bir gümrük koruma yok. Bizim ürünlerde ek vergi olduğu için orada da şansımız kalmadı. İhracat totalde lamine parkede 100.000m2’yi buluyor. Laminat parke ithalatı daha güçlü. Laminat parkede, yerli üretilen ürünle kurun yükselmesi sebebiyle ithal ürün arasında makas çok açıldı. Çok keskin düşüşler yaşandı ama lamine parkede bizlerin girdileri de Euro bazlı olduğu için Euro ile ürün sattığı için ithalat devam ediyor.
ORSİAD: Yapılan inşaatlarda lüks konutlarda, toplu inşaatlarda çok iyi kalite ürün kullandık AC4-AC5 ürün satılıyor. Hata mı yaptık?
Necati Yılmaz: Çok güzel bir konuya değindiniz Fikret Bey. Parkenin değişim süreci aslında kaliteyle ilgili değil bu sıkıntı bir kültürle ilgili. Biz de parke, bir eşya ya da mobilya değildir dairenin bir parçasıdır. Biz de parke değişim süreci 15-20 yıldır. Avrupa’da ise parke mobilya muamelesi görür. Mobilya değiştirir gibi parke değiştirilir. Dolayısıyla bu bir kültür kaliteden bağımsız. Diğer bir unsur evde ayakkabı kullanmıyoruz. Ayakkabıyla yaşanan evlerdeki parkenin kalitesi önemli haliyle. Parke kullanımı yaşam şekline göre ömürlendirilir. Bahsettiğim değişim süresi, kültür değişmedikçe değişmez. Devrim yaratacak yeni bürün lazım ki istenen değişim olsun.
Lamine sektörü için kendimizden örnek verecek olursak 8 yılda üstelik sektör bu haldeyken %600 büyüdük. Lamine parkede tüketici alışkanlığı bilinci değiştikçe laminat parkeden lamineye döndü. Laminat parke çok ulaşılabilir bir emtia haline geldi. Lüks konutlarda lamine kullanılması zorunlu hale geldi. Şu an süreç geri dönüyor. Neden çünkü daire fiyatları çok düşünce lamineden vazgeçip laminata döndüler. Son 3- 4 ayda çoğu inşat laminat parkeye döndü. Kâr marjı düşüyor çünkü.
Zeki Bey’e de cevap vermek isterim. Üzerime alınmadım bizde toptancılar olmadığı için onlarla ilgili sorunumuz beklentimiz yok. İç Pazar çok hızlı büyüdüğü için kendi firmam adına biz de dışarı hiç açılmadık. Yerli talebe zor cevap veriyorduk. Şu an ihracat departmanlarını güçlendirip yeni kadrolar alıp pazara salmaya başladık.
Necati Yılmaz: Bizim çatı bence yanlış kuruldu. Parke ustaları toptancılar ve üreticileri kucaklayan bir çatı kurmaya kalktık ama beklentiler çatıştı. O yüzden süreci yönetmekte sıkıntı çektik.
ORSİAD: Necati Bey, toptancılara nasıl destek olacaksınız? Derneğe nasıl destek olacaksınız?
Necati Yılmaz: Burada konuklarımızın çoğu ustalar yani emekçiler. Derneğe her türlü desteği vermeye hazırız. Ben isterim ki benim malımı en az 15-20 TL fiyata döşesin ve hakkını versin. Bir ürünü rezil de yapan vezir de yapan ustadır. Ve ustalardan alacağımız geri bildirimler bizim için çok kıymetli. Birlik olursa tek fiyat belirlenirse ben bilirim ki bu malı 15 TL’ lık usta döşeyecek. O da günlük aylık ne iş yapacağını bilir. Az döşer öz döşer. Şimdi ayda 1000m2 yer döşeyecek ki evine ekmek götürsün. Böyle olunca da bu ustadan iyi iş bekleyemiyorsunuz. Dernek bunun için tam zamanı. Ben üretici olarak Zeki Bey toptancı olarak ustayı ne kadar temsil edebiliriz. Bir devlet kurumuna gittiğimizde nihayetinde kendi çıkarlarımı da gözeteceğim. Bu nedenle ustayı en iyi usta temsil eder. Usta sahada sanatını konuşturur. Bizlerin gölgesinde kalıyordu. Ama Dernek olursa herkese sözlerini dinletebilirler.
Artık metrajlar düşüyor. Ayda 500m2 parke yapmak zorunda kalacaksınız bu da yetmeyecek. O yüzden birbirinizin ayağına sıkmayın, destek olun. Usta mutlu olmazsa benim ürünümden hayır gelmez.