ORSİAD: 2018 satışlarını, hem kendiniz için hem de Türkiye genelinde değerlendirir misiniz?
AHMET MOL: 2018 yılında takribi 7 milyon iç oda kapısı üretildi ve satıldı. Bunların 5 milyon kadarı iç piyasaya, 2 milyon kadarı yurt dışına satıldı. Fakat 2019 yılında yaşadığımız bu son 6 aydaki ekonomik kriz sebebiyle 2019 yılında bu adetimizin bir miktar aşağı ineceğini düşünüyoruz. Bunun için sektör olarak arayışlara girdik. Sektörün duayen üretici ve tedarikçi firmalarından Yıldız Sunta MDF’nin üretmiş olduğu yeni nesil kapı yüzeyleri ile bu krizi bir nebze rahat geçmeyi hedefliyoruz.
ORSİAD: 2019 tahminleriniz nelerdir?
AHMET MOL: 2019 yılında bu adetlere ulaşabileceğimizi kendi firmam açısından çok olası olduğunu düşünmüyorum. %30’ luk bir daralma olacaktır. 2020 yılından sonra tekrar eski günlerine döneceğini düşünüyorum.
ORSİAD: İkinci tura geçerken, öncelikle yine Ahmet Bey’e sorumu yöneltmek istiyorum. 2019 için neler yapılmalı? Bir sanayici olarak, devletten beklentileriniz nedir? Üretici fabrikalardan, sektörden beklentileriniz nedir?
AHMET MOL: Tabii ki devletten beklentilerimiz çok yüksek. Bu krizi aşabilmemiz için bizim iç piyasa dışında yurt dışına açılmamız üretimimizin en az %50 olması lazım. Ne kadar çoğaltabilirsek yurt dışına ihracat yapmamız şart. Başka türlü ne bu ekonomik krizi aşabiliriz ne de üreticileri memnun edebiliriz. O yüzden kapı sektöründe diğer sektörlerde olduğu gibi her gün değişim. değişik tasarımlar gelişimler yapılmak mecburiyetinde.
ORSİAD: Ahmet Bey, bu noktada şu soruyu yöneltmek isterim, tasarımları yaparken tasarımcılarla iç mimarlarla akademik kuruluşlarla sektörümüz iş birliği yapıyor mu?
AHMET MOL: En azından benim fabrikamda kendi tasarımcım var. Ama şimdi biz genel olarak bütün üreticiler olarak eksiğimiz şu ki ARGE çalışmalarına çok fazla önem vermiyoruz. Tasarım bölümlerimiz mühendis mimar arkadaşlarımızla çalışarak çünkü tasarım demek fikir özgürlüğü demek bunları yaparak işimizi dünya üzerinde markalaştırarak geliştirmemiz lazım. Eğer tasarım olmazsa marka da olmaz marka olmazsa da üretici ürününü satamaz, katma değerini satamaz. O yüzden tasarım bizim sektörün vazgeçilmez bölümüdür.
ORSİAD: Ahmet Bey, ARGE’ye neden yeterince önem vermiyoruz? Tasarım maliyeti mi çok pahalı?
AHMET MOL: Bu duruma örnek verecek olursak Yıldız Sunta MDF yeni nesil kapı sunumları için çalışmalarının geçmişi sadece benim bildiğim 3 yıla dayanır.. Benden öncesi mutlaka alt yapısı vardır. Bunu yaparken binlerce kapı yaptık presleme yaptık. Kendi tesislerimizde bu üretimle ilgili denemeler yaptık binlerce. 3 yılda ciddi anlamda maddi manevi birçok olayla karşılaştık Tasarım pahalı bir iş. Bizim kapı sektörümüzle gerçekten katma değeri düşük seviyede olan bir sektör yani karlılık az. Kar edemezseniz yetişmiş profesyonel insanları barındırmakta zorlanıyorsunuz. Bende 1 tane tasarımcı var halbuki 10 tane olması lazım. Kapı sektörü de her gün gelişen değişen ihtiyaca göre modelin genişlediği bir sektör. Bu yıl beyaz tasarımlar konuşuluyor. Bir daha ki sene koyu renkler konuşulacak. Bizim rahat üretebileceğimiz ve dünyayla gerçekten rekabet edebileceğimiz ucuz üretilebilin ucuz satılabilen ama kaliteden ödün verilmeden kapılar üretmemiz lazım. Bizim sektörün istikbalinin yurt içinde olduğunu düşünmüyorum. %80-85 iç piyasa mal satan biri olarak bunun üzerine Molaş Entegre’de 2 yıldan beri yurt dışında nasıl depolarını açar nasıl orada halka talebe göre nasıl hizmet verir onun hesabını yapıyoruz. Eğer sektörün adetli üreticilere hedefini yurt dışına doğru kaydırırsa diğer sektördeki ufak aktörler kapı sektörünü daha çok geliştirecek. Ben yurt dışına kapı satamadığım zaman ki neticede yılda 300.000 adet kapı üreten bir firmayım, iç piyasaya yüklenirim o zaman da karımdan fedakarlık etmiş oluyorum. Alt üretici benle rekabet etmekte zorlanacak. Ben üretimimin %50 sini yurt dışına satabilirsem, dünyadaki istekleri talepleri de takip ederek yeni tasarımlar yapabiliriz.
ORSİAD: Ahmet Bey, Türkiye’deki kapı sektörü gerektiği gibi organize olabiliyor mu?
AHMET MOL: Kapı sektörü organize değil. Benim fabrikam Kastamonu Tosya ilçesinde. 1500 tane ufak veya büyük üretici var Tosya’da. Yaklaşık da Tosya bölgesi 3-4 milyon aralığında kapı üreten bir ilçe. Bu da demektir ki Türkiye pazarının %40-45 arasını Tosya ilçesi üretiyor. Biz 2012 yılında Tosya’da KAPIDER’i kurduk. Türkiye Kapı Üreticileri Derneği ve dedik ki beraber hareket edelim fiyat politikamız beraber olsun. Tasarımlarımız için teşvik alabilmenin bir yolu olur dedik. Fuarlara katılırken devlet desteğiyle daha rahat hareket edebiliriz diye düşündük. 2 defa da fuar yaptık. Ama belki bizim hatamız belki de Türkiye’deki üreticilerden gerekli üyeyi elde edemedik. Tosya ve İstanbul’dan birkaç üreticide kaldık. En son Dubai’de bir fuar yaptık. Birliğimizi gerçekten tam anlamıyla canlı tutabilirsek her şey çok daha kolay olacak. Çünkü sorunlarımız var. Bizim sektörün ciddi sorunları var. Çünkü yetişmiş eleman bulmak çok zor. Herkes kendi elemanını kendi yetiştirmek mecburiyetinde kalıyor. Bu dernek aracılığıyla bütün yurt dışındaki fuarlara isteyen grup ya da tek tek olarak da firmalar katılabilsin diye düşünmüştük. Mesela Dubai fuarımız için devletten gerekli desteğimizi hızlı bir şekilde alabilmiştik.
ORSİAD: Ahmet Bey, bu durgunluk bekleniyor muydu? Kapı üreticileri ve sektörün liderleri olarak hazırlığınız var mıydı? Sürpriz mi oldu size?
AHMET MOL: Bu konuyla ilgili söz almak isterim. Şimdi şöyle bir durum var. Bekliyor muydunuz diye sordunuz ya. Bizim sektör için sürpriz olmadı tabii ki. Bana göre örneğin birisi kalkıp bana bundan 10 yıl önce dese ki sen senede 300.000 ve üzerinde kapı üreteceksin bunu da tüketiciye satacaksın dese dalga mı geçiyorsun derdim. Çok ciddi hızla üreticiler büyüdü. Bana göre bu kriz 2015-2016 yılında bekleniyordu 2018 yılında oldu. Yani bu kriz çok sürpriz bir kriz değil. Bizim üreticilerin hatası şurada. Biz bu işin hep böyle gideceğini iç piyasada böyle bir talebin olacağını düşünerek yurt dışına ya da başka pazarlara kendimizi adapte edemedik. Yani nasıl olsa iç piyasada çok iyi satıyoruz diyerek dış pazara gereken önemi vermedik. Bu krize rağmen Yıldız Sunta MDF ile beraber çok güzel bir satış deposu açtık. Sanayicinin beklemeye veya uyumaya geçtiği zaman sanayicinin bittiği zamandır. Bizim krizden daha nasıl büyüyerek sağlamlaşarak çıkmamız lazım bunun hesabını yapmamız lazım. Gazi Mustafa Kemal’in söylediği gibi istikbal göklerdedir. Biz de üreticiler için bizim istikbalimiz yurt dışındadır diyorum. Biz burada üreteceğiz yurt dışında satacağız markalaşacağız başka alternatifi yok.
ORSİAD: Neden tasarıma yatırım yapmıyoruz?
AHMET MOL: Kapı kolay görünse de mobilyanın en ağır üretimidir. Kapı için ciddi para harcayacak firmalar var ama tescil altına almak zordur. Biz kağıtları dünya devi bir firmadan alıyoruz. Savaş bey bu firmaya bir sürü denemeler yaptırdı paralar harcandı gidip gelindi. Şu an diyelim 10 tane koşacak diye beklediğimiz renk var. Bunun hemen taklidi yapıldı. Nasıl olsa Yıldız sunta parayı harcadı rengi yaptı. Savaş Bey’in 3 yılda ortaya çıkardığı ürünün taklitleri piyasaya düşüyor. Bu yüzden de tasarımla çok fazla para harcamaktan kaçınıyoruz biraz da. Çünkü ben 2014 yılında 50 tasarım yaptım kataloğuma koymadan piyasada gördüm.
ORSİAD: Ahmet Bey, son tura girerken size de sormak istiyorum. Neler bekliyoruz? Neler İstiyoruz?
AHMET MOL: Gürkan Bey’e katılıyorum. İhracatçıyı kur dengesinde koruması ihracatın vazgeçilmez bir donesi. Ben de son 3 aydaki ihracattan bu nedenden dolayı para kazanamadım.
ORSİAD: Şunu da hatırlatmak isterim Ağustos 2018’de döviz en yüksek seviyesine çıkınca devlet düşürmeye çalışıyoruz, düşecek diye mesajlar verdi, ne düşünüyorsunuz?
AHMET MOL: Ama zaten sizin malı satmak istediğiniz adam kur dalgalanmasını bizim kadar takip ediyor. Sen kur 7 iken 6 hesabı yaparak mal veremiyorsun zaten. Karşınızda Hindistan var Çin var. yüksek kuru 6 TL gibi hesaplayıp karşı tarafa zaten fiyat veremeyiz.
Ben asıl şuna değinmek istiyorum. Bağlı olduğumuz ticaret odaları var. Şimdiye kadar birçok kriz gördük, tecrübeliyiz. Biz tedbirimizi çok hızlı alabiliriz. Ben gençlere üzülüyorum. Hiçbir ticaret odasından bana gelip de ki aidat alıyor benden cirom üzerinden. Bir tane yurt dışından kapı isteyen var gel de derdini anlat diyen olmadı. İhracatımızın alt yapısın bu odaların ticaret odalarının desteklemesi lazım yoksa şimdi devlete bakıyorum hakikaten depo açarsan, yetişmiş eleman konusunda, fuarlar gibi kalemlerin desteğini veriyor. Beni aracılara teşvik etmeden elindeki bilgilerle kendisinin bana gelmesi lazım. Şu imkanlardan seni faydalandıralım demesi lazım.
Burada hocama da katılarak şunu söylemek isterim. Bütün sektörlerin kurtuluşu markadan iyi tasarımdan geçiyor. Ancak bu şekilde dünyaya daha fazla açılabiliriz.