Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 12 No’lu Komite Başkan Yardımcısı Yılmaz Akbaş, dünya genelinde yaşanan ekonomik sıkıntılara rağmen 2017 yılında sektöre verilen özel desteklerle mobilya üretici ve satıcılarının iyi bir yılı geride bıraktığını belirterek, yeni yılda da mobilyada vergi indirimlerinin devamını beklediklerini söyledi.
Akbaş, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, iyi bir yılı geride bıraktıklarını ifade ederek, tüm enerjileriyle 2018’i daha iyi geçirmek adına çalışacaklarını kaydetti.
Akbaş, tüm sektörler gibi mobilya sektörünün de son dönemlerde yaşanan olumsuz ekonomik tablodan etkilendiğini dile getirdi. 15 Temmuz darbe girişimiyle sıkıntıların üst noktalara taşınmasına rağmen üretime, istihdama ve ihracata devam etmek adına var güçleriyle çalıştıklarını vurgulayan Akbaş, “Bu dönem için sektörün başarısını söylemekte zorlandığımız kadar belki sektöre başarısız demek çok daha zor ve büyük haksızlık” değerlendirmesinde bulundu.
“Rekabetçi yapımız güçlenirse yurt dışında da etkinliğimizi arttırırız”
Bu nedenle üreticinin desteklenmesinin büyük önem taşıdığını vurgulayan Akbaş, “Bizlerin rekabetçi yapısı güçlenirse yalnızca içeride değil yurtdışında da etkinliğimizi artırabiliriz. Mersin’de yaklaşık 200 adet mobilya üreticisi firma bulunmakta. Mobilya adına her türlü ürünü bölgemizde üretebiliyoruz. Yalnızca bölgeye değil, Türkiye geneline satışlar yapıyoruz. Yurtdışındaki etkinliğimiz ise mevcut durumda istediğimiz düzeyde değil. Üretimimizin yaklaşık yüzde 5’ini ihraç edebiliyoruz. Ağırlıklı pazarlarımız ise başta Almanya olmak üzere Avrupa ülkeleri ve Kuzey Irak. Verilecek desteklerle eğer maliyetlerimizi aşağı çekebilirsek rekabet gücümüz de pazar çeşitliliğimiz de artar ve bu durum ihracat rakamlarımıza da yansır. Bu nedenle devletin desteği büyük önem taşıyor” dedi.
Geçen yıl ihracatta alternatif pazar arayışlarına yöneldiklerini ve ağırlıklı olarak Asya, Afrika özellikle de Cezayir ve Tunus pazarlarının araştırıldığını dile getiren Akbaş, bu pazarlarda düzenlenen fuarlara katılarak tanıtımlarını artırdıklarını bildirdi.
“Önceliğimiz yüksek teknolojili üretim olmalı”
Yaşanan tüm olumsuzlukların, krizlerin iş dünyasının konsantrasyonunu bozmasına rağmen önceliğin üretim olmaya devam etmesi gerektiğini vurgulayan Akbaş, “Biz de bu düşüncelerle hareket ediyoruz Türkiye doğal kaynaklar bakımından zengin bir ülke değil. Ekonomimizi büyütüp hedeflerimize ulaşmamız için üretimden başka yol yok. Üstelik üretim de tek başına yeterli değil, yüksek teknolojili üretime geçmeliyiz” ifadelerini kullandı.
Üretilen mamullerin yüksek teknolojiye sahip olması ve pazar imkanlarının maksimum seviyede değerlendirilmesi gerektiğini belirten Akbaş, bu noktada özellikle katma değeri yüksek ürünlere devlet desteklerinin artırılmasının önem taşıdığına dikkat çekti. Üretim teknolojisi ileri seviyedeki ürünün pazarda tercih edilirliğinin arttığını anlatan Akbaş, “Teknolojik olmayan vasat ürünlerle pazarda alan bulmak artık mümkün değil. Düşük teknoloji ile yapılan üretim maalesef hamallıktan ileri geçemiyor. Yükte hafif, pahada ağır üretime yönelmek sektörlerin ilerlemesini sağlayacak tek çıkış yoludur” diye konuştu.
“Branda üreticileri KDV düzenlemesi bekliyor”
Yine komite bünyesinde mobilyacıların yanında branda, tente üreten firma sayısının da her geçen gün arttığına dikkat çeken Akbaş, branda üretiminin hayatın her alanında yer bulmaya başladığını söyledi. Eğlence sektöründen depolamaya, konutlardan nakliyeye, tarıma kadar çok sayıda sektörde yaygın olarak branda kullanıldığını ifade eden Akbaş, bu sektörün sorunları arasında ise yerli üretimdeki kalite, KDV oranlarındaki dengesizlik ile kalifiye eleman temininin yer aldığına değindi. Özellikle KDV noktasında önemli sorunlar yaşadıklarını belirten Akbaş, sektörde kullanılan yarı mamul ürünlerin KDV oranının tekstil sektörüne bağlı olarak yüzde 8 olarak uygulandığını ancak bu oranın nihai üründe yüzde 18’e yükseldiğini ifade etti.
“Kalifiye eleman sorununa çözüm üretilmeli”
Son olarak sektördeki kalifiye eleman sorununa dikkat çeken Akbaş, şöyle konuştu; “İlköğretimden sonra çocuklarımız yeteneklerine göre çeşitli mesleklere yönlendirilmeli, böylece yalnızca mühendis yetiştirme çabası içine girmek yerine çırak, kalfa, usta ya da teknisyen yetiştirilmesi noktasında da adım atılmalı. Tüm sektörlerde olduğu gibi branda sektöründe de kalifiye ara elemana yoğun ihtiyaç duyulmakta. Her dönem vurguladığımız gibi mesleki eğitim önemlidir ve bu alana ağırlık verilmelidir.”