Kurlardaki yükseliş, girdilerinin büyük kısmı ithalata dayanan mobilyada maliyetleri artırdı. mobilyacıların Şimdiye dek stokları tükettiğini anlatan MOBSAD Başkanı Engin Küçük, maliyet artışlarının yeni üretimlere yansıtılacağını söylüyor.
Mobilya Sanayici ve İşadamları Derneği (MOBSAD) Başkanı Engin Küçük ile İstanbul’da sektörü ve derneği konuşmak üzere bir araya geldik. Türk mobilya üretimini dünya çapında bir hacme ve kaliteye ulaştırmak amacıyla 9 yıldır faaliyette olan derneğin idaresini üstlenen Küçük, Odak Mobilya bünyesindeki 25 yıllık tecrübesiyle de donanımlı bir isim.
Küçük, kurlar yüzünden artan maliyetler ve daralan iç pazarın üreticileri sıkıntıya soktuğunu anlatıyor. Yılbaşında 2,3 lira seviyelerinde olan dolar kuru mayıs ayına dek çok sert bir tırmanışla 2,7 liranın üzerinde tarihî rekor seviyelerine erişti ve bu seviyede belli bir istikrar kazandı. Yüzde 17’yi aşan bu yükseliş ithalat üzerinde maliyet artırıcı bir etki oluştursa da, düşük maliyetle üretilmiş eldeki stoklar yüzünden şimdiye dek yansıtılmamış. Ancak Küçük’e göre seçimlerin akabinde artışların görülmesi kaçınılmaz. Ertelenen taleple durulan piyasa, insanların dışarı çıkıp yeniden alışverişe koyulmasının ardından canlanacak ve mobilyacılar da yeni üretimlerini bugünün fiyatları üzerinden müşteriye yansıtmak durumunda kalacak. Üreticilerin planlamasında seçim sonrası kur tahminlerinin ne civarda olduğu sorusuna ise Küçük yüzde 3-5 gibi bir yükselişin kesinlikle beklenmesi gerektiğini söyleyerek cevap veriyor. Yine de bizim insanımız yıllardır alışkın olduğu üzere bunu da sineye çekecektir, yorumunda bulunuyor.
Sektörde özellikle küçük ve orta ölçekli üreticiler arasında işlerin durgunluğundan yana şikâyetler hatırlatıldığında, Küçük’ün çözüm önerisi, bu firmalara kendilerini günün koşullarına göre yenilemelerini tavsiye etmek oluyor. İstanbul’da Demirkapı, Fetih Mahallesi, Alibeyköy ve Bahçeşehir gibi yerlerdeki mobilya esnafının, ufuklarını genişletmek adına gerekli atılımları hakkıyla yerine getirmediklerini söyleyen Küçük’e göre, kendilerini geliştiremeyenlerin şikâyetleri şaşırtmamalı. Söz konusu merkezlerde kullanılan üretim tekniği, buralardaki iş hacmi, üretimlerde kullanılan malzeme kalitesi veya yenilik arayışları, Türk mobilya sanayiinin genel karakteristiğini yansıtmaktan uzak diyor, Küçük.
Dış pazarlarda sıkıntı
İç pazarda bir daralma yaşansa da ihracattaki artışla üretici bunu kısmen de olsa telafi etmeyi başarmış ama bu konuda da tam istenen randımana ulaşılmış değil. Ortadoğu ülkelerindeki yaşanan çalkantılar, bu ülkelerle ticaretin yavaşlaması, Ukrayna’daki savaş ve Rusya’ya yönelik yaptırımlar ve ekonomik sıkıntılar bütün ihracatçılar gibi mobilyacıları da etkilemiş. Sıkıntılı dönemlerde talebi en fazla etkilenen ürünlerin başında geliyor mobilya. Yine de Küçük sektörün performansının kayda değer olduğunun altını çiziyor.
Sektör yıllık 2,8 milyar dolar ihracat yapıyor ve kâğıt üstünde gözükmeyen miktarlar da dahil edildiğinde 3,5 milyar dolarlık bir gelirden bahsetmek işten bile değil. Ekonomiye ticaret fazlası kabilinden yaptığı katkının resmî rakamlara göre 1,2 milyar doları aştığını da söylemek gerek. MOBSAD Başkanına göre bu rakamlar sektörün stratejik açıdan ne denli önemli bir noktada bulunduğunun göstergesi aynı zamanda.
Rusya konusu Küçük’ün hassas olduğu meseleler arasında. Oldum olası gümrük ve navlun sorunlarından dolayı istenen noktaya ulaşmadı, diyor işadamı. Hükümetler arası görüşmelerle bu sorunun çözümü adına ilerleme kaydedilmiş ve Ukrayna’da bir lojistik merkezinin kurulması için müzakereler başlamıştı ama kriz patlak verince projeler de ,rafa kalktı. Küçük’e göre, pazar çok büyük ve önü açık ama Rus ortak olmadan bu pazarda iş yapabilmek gerçekten müşkülatlı. Bu ülkede başarı için elzem olan ihtiyaçlar öncelikle kuvvetli bir sermaye yapısı, yerel işbirliği ve dekorasyon işinde ehil uzman.
Mobilyaya uygulanan yüzde 18’lik KDV oranının sektörün en büyük sorunlarından biri olduğunu düşünüyor MOBSAD Başkanı. Örneğin mobilyada kullanılan döşemelik kumaşın üretimi girerken KDV’si sadece yüzde 8 ama nihai ürünün parçası olarak ilave bir 10 puanlık artış gösteriyor. Bu da haliyle tüketiciye yansıtılıyor. Neticedeyse kayıt dışı çalışmaya itiyor üreticileri. Küçük’ün çözüm önerisi oranları tıpkı 2009 yılında olduğu gibi yeniden yüzde 8’e indirmek ama bu defa tenzilatı kalıcı kılmak. Küçük’e göre ilk indirim biraz büyüklerin stoklarını eritmeye matuftu ama tabii herkese faydası dokundu. O dönem, tekstil sektörünün indirimi fiyatlara yansıtmamasını ve istenen oranda faturalandırılmamasını gerekçe gösteren hükümet bu indirimleri temditten vazgeçmişti. “Biz onların kurbanıyız şu anda.” ifadelerini kullanıyor Küçük. Zira mobilya söz konusu vergi indiriminin gereklerine tam anlamıyla riayet etmişti, diyor ve ekliyor: Artık sigortasız eleman yok, iş kanunlarının bütün şartlarına yaygın bir uyum söz konusu. MOBSAD Başkanı, halen hükümet kanadıyla bu konudaki irtibat sürse de gelen sinyallerden kısa vadede böyle bir rahatlatmaya vize çıkma ihtimalinin düşük olduğunu düşünüyor.
ÇIRAKLAR AVM’LERDE
Mobilyacıların pek çok şikâyeti, derdi var ama bunların arasında biri diğer hepsinden daha ciddi ve çözümü daha müşkülatlı. Tecrübeyi yüklenecek ve ustalık bayrağını devralacak çırak yetişmiyor artık. MOBSAD Başkanı, “eti senin kemiği benim” zihniyetinin artık bulunmadığını, mesleki okullara bile rağbetin kalmadığını söylüyor. Mesela İnegöl’de mobilya üzerine bir meslek okulu açılmış ve gelen öğrencilerin sayısı sadece 10. İnegöl Türkiye’nin mobilya imalatında en önemli üslerin başında geliyor. Bu okuldan çıkan öğrencilerin iş derdi yok. Buna rağmen meslek tercih edilmiyor. Peki neden? Çünkü çocuklar artık hedeflerini kendileri tespit ediyor ve bunu yaparken de rahatlarına öncelik veriyorlar. Atölyede, tozun talaşın içinde çalışmak isteyen kalmadı. Hızar makinesinin gürültüsüne katlanmak istemiyor çocuklar. Testereyle, çekiçle boğuşup terlemek istemiyor. Küçük, şu sözlerle özetliyor durumu: “Yetişmeye müsait çocukların gönlünde alışveriş merkezleri var. ‘Ben burada çalışırım temiz temiz’ diyorlar. ‘Ortam var, klima var, manita var.’ En büyük sorunumuz alttan eleman bulunamaması. Yazları dahi çırak bulamıyoruz.”