Türkiye Tasarım Vakfı’nın, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve Kültür ve Turizm Bakanlığı ile yaptığı protokoller kapsamında yürüttüğü ‘Hatay’ın İhyası’, uluslararası mimarlık camiasında da büyük ilgi görüyor.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve Kültür ve Turizm Bakanlığı ile yapılan protokol çerçevesinde; ulusal ve uluslararası alanda tarihçilerden, arkeologlardan, yer bilimcilerden, şehir plancılarından ve mimarlardan oluşan tasarım ve planlama iş birliği grubuna gönüllü liderlik eden Türkiye Tasarım Vakfı’nın ‘Hatay’ın İhyası’ süreci, Türkiye’nin yanı sıra uluslararası mimarlık kamuoyunda da ilgi görüyor.
Hatay’ın İhyası süreci ile ilgili dünyanın en saygın büyük tasarım ve mimarlık platformu Deezen’a konuşan Türkiye Tasarım Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kalyoncu, şöyle söyledi: “Hatay bizim şahsi mirasımız. Öte yandan, uluslararası mimarlık camiasında da evrensel bir mesele olarak görülüp gereken dikkat ve odağın buraya verilmesini, dünya basınında ilgi görmesini çok kıymetli buluyorum. Biz birikimimizi, deneyimimizi ve çalışmalarımızı hem ülkemize hem dünyaya katkı için iş birliğine açmaya hazırız. Bu tarihi süreci, dünyada eşi görülmemiş bir iş birliği prensibiyle yürüterek uluslararası alanda da model olabilmeyi umuyoruz.”
“Tüm dünyada yeni yaklaşım: İş birliği kültürü”
Tüm dünyada giderek yaygınlaşan doğal afetlerin, mimaride iş birliğini her zamankinden daha önemli hale getirdiğini ve depremden etkilenen şehirlerin ayağa kaldırılmasının Türkiye’nin en büyük önceliği olduğunu ifade eden Kalyoncu, dünyanın saygın tasarım platformlarından biri olan Dezeen’e verdiği röportajda şunları konuştu: “Dünyadaki sorunlarımız her zamankinden daha karmaşık bir hal aldı, dolayısıyla bu sorunları tek tek kişilerin, kurumların yüklenebileceği ve çözebileceği bir yaklaşımın artık geçerli olmadığını kabul etmemiz gerekiyor. Böylece yeni yaklaşım, artık insanların birlikte çalışması olacak. Bizim disiplinimiz açısından konuşacak olursak, yıldız mimarların döneminin bittiğini söylemek mümkün. Biz Türkiye Tasarım Vakfı olarak Hatay’ın İhyası sürecinde tasarım, planlama, mühendislik, sürdürülebilirlik ve tarihi miras gibi farklı uzmanlık alanlarında faaliyet gösteren dünyanın en iyi beyinlerini bir araya getirerek bir iş birliği grubu oluşturduk. Bunlar arasında Türkiye’den başta KEYM ve DB Architects; yurt dışından Danimarkalı mimarlık stüdyosu BIG, İngiliz mühendislik firması Buro Happold ve Hatay’ın master planına liderlik eden İngiliz mimarlık stüdyosu Foster + Partners bulunuyor. Uluslararası paydaşlarımızın bu iş birliğine duyduğu heyecan dünya basınına da yansıyor. Ayrıca Baka Mimarlık, I.N.D, Kreatif Mimarlık, Adeas Mimarlık, Boran Ekinci Mimarlık, WE’re Mimarlık, Çinici Mimarlık, Bilgin Mimarlık, TeCe Mimarlık, Viva Mimarlık, Studio For-A Design, SOUR Studio’s, Dome Mimarlık, NSMH, Yalın Mimarlık, Rasa Stüdyo, Kayabay Mimarlık ve Antakya yerel mimarlar da diğer paydaşlarımızı oluşturuyor.”
Kalyoncu: Konuşmaktan çok, dinlemeliyiz!
Afetlere yönelik tasarımda STK’lar en büyük itici güç
Afetin boyutu ve çok değişkenli ele alınması gereken konu başlıkları nedeniyle uluslararası ve disiplinler arası iş birliğinin hayati önem taşıdığına vurgu yapan TTV Başkanı Kalyoncu, konu, afetlere yönelik tasarım olduğunda, STK’ların daha büyük bir ‘itici güç’ olduğunu gördük diye konuştu. Depremden etkilenen şehirlerin tasarım ve planlama süreçlerindeki en önemli noktalardan birinin konuşmaktan çok dinlemek olduğunun altını çizen Kalyoncu; “Tevazunun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bizim yaklaşımımız şu: Masada ne kadar az yer kaplarsak o kadar çok insan gelir. Konuşmaktan çok dinlemeliyiz” dedi.